Sana iyilik yapılınca onu hatırla, sen iyilik yapınca onu unut. Gurer’ul-Hikem, 4000-4001 İmam Ali (a.s)

Şikayet Edenlerin Münacatı

Şikayet Edenlerin Münacatı

Ebuzer Helvacı
Huseyin Garip

Bu Münacat İmam Zeynulabidin (A.S)’ın Hamse Aşere Diye Meşhur Olan Münacatlarındandır.

Allame Meclisî “Biharu’l-Envar”da şöyle kaydetmiştir: Ben bu münacatların ashabımızdan bazılarının kitaplarında rivayet edildiğini gördüm.

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمـنِ الرّحَيـمِ
اِلهٰي اِلَيْكَ اَشْكُو نَفْساً بِالسُّوءِ اَمّارَةً، وَاِلَى الْخَطيئَةِ مُبادِرَةً، وَبِمَعاصيكَ مُولَعَةً، وَلِسَخَطِكَ مُتَعَرِّضَةً، تَسْلُكُ بي مَسالِكَ الْمَهالِكِ، وَتَجْعَلُني عِنْدَكَ اَهْوَنَ هالِكٍ، كَثيرَةَ الْعِلَلِ، طَويلَةَ الأَمَلِ، اِنْ مَسَّهَا الشَّرُّ تَجْزَعُ، وَاِنْ مَسَّهَا الْخَيْرُ تَمْنَعُ، مَيّالَةً اِلَى اللَّعِبِ وَالَلَّهْوِ مَمْلُؤةً بِالْغَفْلَةِ وَالسَّهْوِ، تُسْرِعُ بي اِلَى الْحَوْبَةِ وَتُسَوِّفُني بِالتَّوْبَةِ، اِلهٰي اَشْكُو اِلَيْكَ عَدُوّاً يُضِلُّني، وَشَيْطاناً يُغْويني، قَدْ مَلأَ بِالْوَسْواسِ صَدْري، وَاَحاطَتْ هَواجِسُهُ بِقَلْبي، يُعاضِدُ لِيَ الْهَوى، وَيُزَيِّنُ لي حُبَّ الدُّنْيا وَيَحُولُ بَيْني وَبَيْنَ الطّاعَةِ وَالزُّلْفى، اِلهٰي اِلَيْكَ اَشْكُو قَلْباً قاسِياً مَعَ الْوَسْواسِ مُتَقَلِّباً، وَبِالرَّيْنِ وَالطَّبْعِ مُتَلَبِّساً، وَعَيْناً عَنِ الْبُكاءِ مِنْ خَوْفِكَ جامِدَةً، وِ اِلى ما يَسٌرُّها طامِحَةً، اِلهٰي لا حَوْلَ لي وَلا قُوَّةَ اِلاّ بِقُدْرَتِكَ، وَلا نَجاةَ لي مِنْ مَكارِهِ الدُّنْيا اِلاّ بِعِصْمَتِكَ، فَاَسْألُكَ بِبَلاغَةِ حِكْمَتِكَ وَنَفاذِ مَشِيَّتِكَ، اَنْ لا تَجْعَلَني لِغَيْرِ جُوْدِكَ مُتَعَرِّضاً، وَلا تُصَيِّرَني لِلْفِتَنِ غَرَضاً، وَكُنْ لي عَلَى الأَعْداءِ ناصِراً، وَعَلَى الَْمخازي وَالْعُيُوبِ ساتِراً، وَمِنَ الْبَلاءِ واقِياً، وَعَنِ الْمَعاصي عاصِماً بِرَأْفَتِكَ وَرَحْمَتِكَ يا اَرْحَمَ الرّاحِمينَ.

 

Bismillahirrahmanirrahim

Ey Rabb’im! Var gücüyle kötülüğü emreden, hızla günaha koşan, (senin) emrinden çıkmaya düşkün olan, gazabına kendini hedef kılan şu nefsi sana şikayet ediyorum. O beni helak olma yollarına sürükleyerek senin indinde en aşağılık halde helak olanlardan kılmaktadır. Hastalıkları çok, arzuları uzundur. Şerle karşılaştığında sabırsızlaşır, hayra ulaştığın-da (onu diğerlerinden) esirger. Oyun ve eğlenceye düşkündür. Gaflet ve yanılma ondan ayrılmaz. Günahı görünce durmaz. Tövbe etmek istedi-ğimde beni oyalar.

Ey Rabb’im! Beni saptıran düşmanı ve beni aldatan şeytanı sana şi-kayet ediyorum. O, kalbimi vesveseyle dolduruyor, gönlümü kuruntularıy-la kuşatıyor, bana karşı heva ve hevese destekçi oluyor, dünya sevgisini gözümde cilvelendiriyor ve sana yakınlaşmama engel oluyor.

Ey Rabb’im! Vesveselerle altüst olan, kir ve pas tutan şu katı kalbi ve senin korkundan ağlamayan, görüp hoşlandığı her şeye tamah eden şu (aç ve kuruyan) gözü sana şikayet ediyorum.

Ey Rabb’im! Benim bir güç ve kuvvetim varsa, ancak senin kudretin-ledir; senin koruman olmasa benim için dünya zorluklarından kurtuluş yoktur. O halde üstün hikmetin ve geçerli meşiyyetin hürmetine, beni kendi bağış ve kereminden başkasına yöneltme ve fitnelere hedef kılma; şefkat ve merhametin hürmetine düşmanlara karşı bana yardımcı ol, kusur ve ayıplarımı ört, beni belalardan koru, günahlardan sakındır; ey merhametlilerin en merhametlisi!