Bilin ki insanlardan korkmak sizden birinin hakkı görüp dile getirmesine engel olmamalıdır. (Zira hakkı ifade etmek ) ne bir eceli yakınlaştırır ne de rızkı uzaklaştırır. Kenz’ul-Ummal, 5570 Hz. Muhammed (s.a.a)

Allah’ın Varlığına İnanmak

27.   

Allah’ın varlığına inanmak, bütün semavî dinlerdeki ortak ilkedir ve esasen ilahî kişiyle (hangi dine tâbi olursa olsun) maddeci bir kişiyi birbirinden ayıran şey de bu konuda saklıdır.

Kur’ânı Kerim, Allah’ın varlığını delile ihtiyacı olmayan apaçık bir konu bilmekte ve bu husustaki her türlü şek ve şüpheyi yersiz saymaktadır.

Nitekim şöyle buyuruyor:

Gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında şüphe mi var?![1]

Allah Teâlâ’nın varlığı apaçık bir konu olmasına rağmen Kur’ânı Kerim delil ve düşünme yoluyla Allah’ı tanıyıp, akıllarına takılabilecek her türlü şek ve şüpheyi gidermek isteyen kimseler için birtakım yollar göstermiştir. Onların en önemlileri şunlardır:

1- İnsanın özel şartlar altında kendini gösteren daha üstün bir varlığa ihtiyaç ve bağımlılık hissi, onu yaratılışın kaynağına götüren fıtratının sesidir. Kur’ânı Kerim şöyle buyuruyor:

Sen yüzünü, Allah’ı birleyici olarak doğruca dine çevir: Allah’ın yaratışına ki, insanları ona göre yaratmıştır.[2]

Yine şöyle buyuruyor:

Gemiye bindikleri zaman (gemileri denizin kükreyen dalgaları arasında batmak üzere olunca), dini yalnız Allah’a has kılarak O’na yalvarırlar. Fakat (Allah) onları salimen karaya çıkarınca hemen (O’na) ortak koşarlar.[3]

2- Tabiat âlemi ve ondaki, Allah’ın varlığının apaçık nişaneleri olan insanı hayrete düşüren şeyler üzerinde inceleme yapmaya davet!

Bu nişaneler, varlık âleminde ilim, güç ve hekimâne bir yönetimin parmağı olduğunu göstermektedir:

Göklerin ve yerin yaratılışında, gecenin ve gündüzün gidip gelişinde elbette sağduyu sahipleri için ibretler vardır.[4]

Bu konuyla ilgili ayetler oldukça çoktur ve biz burada bu kadar örnekle yetiniyoruz.

Açıktır ki, bu söylediklerimiz Allah’ı tanıma yolunun, bu ikisiyle sınırlı olduğu anlamına gelmez; aksine Allah’ın varlığını ispatlamak için İslâm kelâmcılarının, kelâm kitaplarında kaydettikleri birçok deliller vardır.


[1]– İbrâhîm, 10

[2]– Rûm, 30

[3]– Ankebût, 65

[4]– Âl-i İmrân, 190


Bu ürünü sepete eklediniz: