Çok mağfiret dileyin. Zira aziz ve celil olan Allah sizleri bağışlamak istediği için sizlere mağfiret dilemeyi öğretmiştir. Tenbih’ul Havatir, 1/5 Hz. Muhammed (s.a.a)

Gıybet

Soru

Gıybet nedir,ne gibi zararları vardır, ayrıca bu hastalıktan kendimizi nasıl kurtara biliriz?

Cevap

Gıybetin Tanımı

Genelde fakihlerimiz gıybeti şu şekilde tarif etmektedirler: “Gıybet; bir kişi hakkında onun bulunmadığı bir yerde hoşlanmayacağı şeyler söylemek, kınamak ve kötülemek maksadıyla onu halk arasında hoş karşılanmayacak şeylerle nitelendirmektir.”

Resulullah (s.a.a) Ebuzer’e şöyle buyurmuştur: “Ey Ebuzer! Gıybetten sakın, zira gıybet zinadan daha kötüdür… Ben, (Ebuzer) şöyle arz ettim: “Ey Allah’ın Resulü! Gıybet nedir?” Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu: “Gıybet din kardeşin hakkında hoşlanmadığı bir şeyi söylemendir.” Ben şöyle arz ettim: “Ey Allah’ın Resulü! Eğer o şahıs hakkında denilen şeyler o şahısta varsa ne olur?” Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu: “Bil ki eğer onda var olan şeyi söylemiş olursan gıybet etmiş olursun. Eğer onda olmayan bir şeyi söylüyorsan ona iftira etmiş olursun.”[1]

Gıybetin Haramlığı ve Önemi

Gıybet icmaen haramdır, fıkhın zorunluluklarındandır ve gıybet kötü özelliklerin başında gelir, ama bu hu­susun ayrıntılarına girmek bu sayfaların kapsamı dışında kalmaktadır. Burada asıl üzerinde durulması gereken şey bu günahın fesadından söz etmek ve Allah’ın izniyle bu günaha bulaşmamamız için veya eğer bulaşırsak derhal tevbe edip geri dönmemiz ve bu büyük günahla ahiret âlemine intikal etmememiz için gıybetin sonuçlarını anlatmaktır ki bu güna­hın uhrevî ve melekutî sureti oldukça korkunç ve çirkin bir surettir ve bedenî azabın dışında ayrıca kişiyi enbiya ve mukarreb meleklerin huzurunda rezil de etmektedir.

Allah Teala Kitab-ı Kerim’inde bu günahın melekutî su­retini ifade etmiş ve hadis-i şeriflerde de bu durumdan söz edilmiştir. Kuran’da şöyle buyrulmaktadır:

“Biriniz diğerinizin gıybetini etmesin. Hanginiz ölmüş kardeşinin etini yemeyi sever? Bundan iğrendiniz değil mi?”

Gıybetin Çeşitli Türleri

Gıybet birisinin ayıbını başkasına söylemektir ve bildirmektir. Bu bazen sözle bazen fiille bazen işaretle veya da yazıyla gerçekleşebilir. Yani önemli olan birisinin kusurunu açıklamak hangi vesileyle olursa olsun haram ve gıybettir. Gıybet çeşitli şekilde gerçekleşebilir:

1- İnsanın bedeni ile ilgili kusurları söylemek: Mesela kör, şaşı, kel, siyah, sarı, kısa, uzun, lakaplar ki adam duyduğunda rahatsız olursa söylenmesi gıybet ve haramdır.

2- İnsanın soyuyla ilgili kusurları söylemek: Mesela falan adamın babası kötü bir ailedendir vb. şeyleri söylemek haramdır ve gıybettir.

3- Ahlakıyla ilgili kusurları söylemek: Filan adam kötü ahlaklıdır, korkaktır, riyakârdır vb. şeylerdir.

4- Dini ile ilgili kusurları söylemek: Filan adam yalancıdır, zekât vermiyor, namaza önem vermiyor vb. şeyleri söylemek

5- Dünyası ile ilgili kusurları söylemek: Filan adam edepsizdir, çok gevezedir, boğazına düşkündür, çok uyuyor, hak bilmez birisidir vb. şeylerdir.

6- Veya ona ait olan herhangi bir kusuru söylemek: Elbisesi kirli, eskidir, uzundur, kısadır, şöyledir, böyledir. Elbette bunlardan hangisi daha büyük olursa günahı vebali de daha büyük olur.

Gıybete Yol Açan Sebepler

1.Gazap ve öfke: Bazen birisine olan gazap ve öfkemiz bizi onun ayıplarını ortaya çıkarmamıza sebep olur.

2.Kin beslemek: Bazen önceden olan kinimiz birisinin gıybetini yapmamıza onu kötülememize yol açabilir.

3.Hased ve çekemezlik: Bazen de bu kötü huy insanın gıybet etmesini ve hased ettiği kimsenin kusurlarını açığa çıkarmaya ve böylece hasedini dindirmeye çalışmasına vesile olur.

4.Kibir ve üstünlük taslamak: Çoğu kişiler kendilerini üstün göstermek için başkalarının kötülemeye ve kusurlarını ortaya çıkarmaya çalışır.

5.Acıma duygusu: Bazen de şeytan bu yoldan insanları kandırır ve ona acıdığı için ve yaptığı kötülükten duyduğu üzüntüyü bildirmek için onun yaptığını başkasına anlatır.

6.Kendini temize çıkarmak: Bazen kendisine temize çıkarmak için kötü ameli başkasına isnad ediyor ve böylece kendisini o amelden ve suçtan kurtarmaya çalışıyor. Bu da günahtır hatta o adam yapmış olsa dahi o sadece kendisinden o kötülüğü nefyetme hakkına sabittir. Yani ben yapmamışımdır diyebilir ama başkasına isnad edemez.

Gıybet Edenler Karşısında Vazifemiz

Nasıl ki gıybet haramdır, aynı şekilde gıybete kulak vermek de haramlıkta ona ortaktır ve rivayetler, kulak verme­nin gıybet etmekle her açıdan aynı kadere sahip olduğunu göstermektedir.

Peygamber-i Ekrem gıybeti ve gıybete kulak ver­meyi nehyettikten sonra buyurdu ki:

“Bil ki kim bir mecliste bir kardeşinin gıybetinin edildiğini duyar da o gıybeti redde­derse Allah Teala ondan dünya ve ahirette bin şerrin kapısı­nı reddeder, kapatır. Ve eğer gücü yetmesine rağmen onu reddetmezse, kendisine gıybetçinin günahının yetmiş katı yazılır.”

Gıybet edenler karşısın da ilk vazifemiz uygun bir dille gıybet edeni emr-i bil-maruf ve nehyi anil-münker etmek ve o ameli yapmaktan sakındırmaktır. Sonra da gıybeti yapılan kimseyi savunmak ve ona isnad edilen şeyi reddetmek ve onu bu isnattan tenzil etmek ve ona yardımcı olmak. Eğer bunu yapamazsa ve gıybet edeni yaptığı işten vazgeçiremezse o meclisten kalkmalı ve orayı terk etmelidir. Yoksa eğer oturup dinler ve söylenenlerden hoşlanırsa veya en azından itiraz etmezse o da gıybet günahına ortak olmuş olur bu konuda aşağıdaki hadislere dikkatinizi çekmek istiyoruz:

Resul-i Ekrem: “Müslüman kardeşi yanında gıybet edilip de ona yardım edebileceği halde (onu gıybeti önleyebileceği durum da halde) ona yardımcı olmayan kimseyi Allah dünya ve ahiretde yardımsız bırakır.”

Rasul-i Ekrem Hz. Emirulmüminin Ali’ye (as) vasi­yetleri çerçevesinde buyurdu ki: “Ey Ali! Kim yanında bir Müslüman kardeşinin gıybeti edildiğinde onu savunabilecek durumdayken savunmazsa Allah Teala onu dünya ve ahiret­te rezil rüsva eder.”

Bu Hastalığın Tedavisi

Diğer günahlar gibi bu büyük günah da yararlı ilim ve amel ile tedavi edilebilir.

Bunun ilmi yönü, bu günah hakkında düşünmek ve onu doğurduğu kötü sonuçlarla bir bütün halinde ele alarak akıl terazisinde değerlendirip tartmaktır, elbette ki insan kendi­ne düşmanlık edemez. Şu halde bütün masiyetler cehaletten ve sonuçlarından gafil olmaktan kaynaklanmaktadır. Hasi­yetlerin tevehhümî yararı ise insanın kısa bir süre için şeh­vet ve arzusunu tatmin etmesidir.

Gıybetin bu alemdeki sonuçlarından bir tanesi kişi­nin halkın gözünden düşmesi ve aralarındaki güven hissini yitirmesidir. Çünkü halk fıtraten kemale ve iyiliğe meyilli­dir. Ve bunlara sevgi duymaktadır. Noksanlık, çirkinlik ve kötülükten de nefret etmektedir. Ve muhakkak ki halkın gıybetini eden ve sağı solu çekiştiren kişileri diğerlerinden ayırmaktadır. Hatta bizzat gıybetçi bile bu günahtan uzak duran kimseleri kendinden üstün görmektedir.

Eğer gıybetçi işi aşırıya vardırır ve halkın onur ve namu­suna dil uzatırsa Allah Teala onu bu alemde de rezil rüsva edecektir. Ve kişinin, Hak Tela’nın rezil rüsva etmesinden şiddetle kaçınması gerekmektedir, çünkü bunun telafisi mümkün değildir.

Gıybetin amelî tedavisine gelince. Ne edip edip nefsin bu günahtan arındırılması, dilin gemlerini ele alınması ve bir süre bu durumun sürdürülmeye çalışılması gerekmektedir. Umulur ki inşaallah bir süre sonra nefs ıslah olur ve bu kötü özelliğin kökleri kazınmış olur. Derken yavaş yavaş işin ko­laylaşır ve bir süre sonra bu durumdan doğal bir şekilde uzak durduğunu görmüş olursun. Şu halde yapman gereken şey bu durumu terketmektir.

–—


[1]     a. g. e. 77/89/3