Günahkar insanlar arasında, azabı en şiddetli olan kimse, ilminden en küçük bir fayda görülmeyen alimdir. el-Bihar, 2/37/53 İmam Cafer-i Sadık (a.s)

Bilal-i Habeşî

Bilal-i Habeşî

Soru

Bilal-i Habeşi hakkında bilgi verir misiniz?

Kısa Cevap

O müşriklerin işkencelerine karşı direniş göstermiş, Peygamber’in müezzini ve savaşlarda Peygamber’le birlikte savaşmış, Resulullah’tan sonra Medine’yi terk etmiş, Şam’a yerleşmiş ve orada da vefat etmiştir. Ehl-i Sünnet kaynaklarına göre o Ebubekir tarafından azat edilmiştir.

Ayrıntılı Cevap

Bilal, Riyah ve Hamame’nin çocuğudur.[1] Habeşe’den esir olarak Hicaz’a getirilmiş ve Kureyş’in başlarından sayılan Umeyye b. Halef adlı bir kişinin kölesi olmuştur.

İslâm’ın doğuşundan sonra o kendi isteği üzere bu dini kabul eden ilk kişilerin arasında yer almıştır.[2] Efendisi Ümeyye’nin İslâm’ı yok etmek için bütün çabalarına rağmen mustazaf Müslümanlardan sayılan Bilal dininden dönmemiştir.[3] Müşrikler onu işkenceyle İslâm’dan geri döndürmeye çalıştılar. Onun Müslüman olduğunu açıklayan ilk yedi kişiden biri olduğu da söylenir. O yedi kişiden her biri etkin bir şahsiyet veya kabile tarafından himaye edildikleri için işkenceden korunabildiler ama Bilal’i savunacak kimsesi yoktu.[4]

Ümeyye onu Müslümanlıktan geri çevirebilmek için vahşice işkence ediyor, Bilal ise bütün varlığı ile direniyordu. Bunun üzerine nakle göre Ebubekir Bilal’i efendisinden alarak azat etti. Bu nakli Şia da reddetmemiştir. Gerçi Şia ulemasından olan Kamusu’r-Rical kitabının yazarı bunun ispat olmadığını ileri sürerek doğruluğunda kuşku etmiştir. O İskafî’nin Nakz-i Osmaniye adlı eserinden naklen Resulullah’ın onu alarak azat ettiğini söylemiştir.[5]

Medine İslâm’ın merkezi olunca Bilal Resulullah’ın müezzini oldu. O bütün savaşlarda Peygamber’in yanında savaşa katılıyordu.[6]

Tarihi nakiller onun Peygamber’in dönemindeki direniş ve sağlam imanı hakkında birçok öyküler nakletmişlerdir. Peygamber’in vefatından sonra Medine’yi terk edip Şam’a yerleşmiştir.

Onun hayatı hakkında Şia ve Sünnî arasında irdeleme ve tartışma konusu olabilecek tek konu onun Medine’den ayrılıp Şam’a yerleşmesidir.

Şia âlimleri onun bu işinin nedeninin Resulullah’tan başka kimseye ezan okumayı istemeyişinden kaynaklandığını ileri sürerler.[7] Çünkü:

1- Ehl-i Beyt’ten gelen bir takım hadislerde şu ifade yer almıştır: “Bilal salih bir kişi idi, o “Peygamber’den sonra kimseye ezan okumam” dedi. Bu “Hayya ala hayru’l-amel” in ezandan çıkarıldığı dönemdeydi.”[8]

2- Ehl-i Sünnet’ten gelen hadisler de açıkça onun Peygamber’den sonra halifelere ezan okumadığını bildiriyor. Vakıdî şöyle nakleder: Peygamber’in vefatından sonra onun mübarek bedenini defnedinceye kadar Bilal ezan okurdu ve camide bulunan halk “Eşhedu enne Muhammeden Resulullah” dediğini duyunca ağlıyorlardı. Peygamber’i defnettiklerinde Ebu Bekir Bilal’e “Ezan oku” dedi. O, “Eğer beni senin yanında yer alayım diye azat ettiysen sen bilirsin ama eğer beni Allah yolunda azat ettinse o zaman beni o Allah uğruna serbest bırak.” O, “Seni Allah için azat ettim” dedi. O dedi ki “O zaman ben Peygamber’den başka kimse için ezan okumam.” Ebu Bekir “Sen serbestsin” dedi. Bilal kısa bir süre Medine’de kaldı, ordu Şam’a gidince o da onlarla gitti ve Şam’a yerleşti.[9] Askallanî el-İsabe adlı eserinde, Bilal’in Peygamber’den sonra cihat için Şam’a gittiğini nakleder.[10]

Bu görüşe karşı bazı Ehl-i Sünnet kitaplarında nakledilmiştir ki, Resulullah vefat edince Bilal Ebu Bekir’in yanına geldi ve “Ey Halife!” dedi. “Ben Allah’ın Resulünden şöyle dediğini duydum: “Müminin en değerli ameli Allah yolunda cihattır.” Ebu Bekir: “Ne yapmak istiyorsun?” diye sordu. “O Allah yolunda cihada gitmeyi ve şehit olmayı istiyorum.” dedi. Ebu Bekir: “Allah’ın hakkına ve kendi hakkına böyle bir yolculuğa çıkma, ben yaşlanmışım, ölümüm yaklaşmıştır.” dedi. Bilal Ebu Bekir’in yanında kaldı, Ebu Bekir öldüğünde Bilal Ömer’in yanına gelip aynı sözleri söyledi, Ömer de Ebu Bekir’in verdiği cevabı verdi ama Bilal kabul etmedi.[11] Bir zayıf nakle göre de Ömer Şam’a gidince Bilal ona Şam’da ezan okudu.[12]

Birinci rivayetin Şia’da yer alan rivayetle bir çelişkisi yoktur ve Bilal’ın ezan okuduğuna dair bir şeyi içermiyor. İkinci rivayet ise senet yönünden zayıf olmasının yanı sıra Bilal’ın halifelerin müezzini olduğunu ispatlamaz, sadece onun geçici olarak ezan okuduğunu bildirir. Buna göre Ehl-i Sünnet ve Şia kaynaklarının geneli Bilal’ın halifelerin müezzini olduğunu reddetmektedir.

Bilal’in vefatını, bütün tarihçiler Ömer’in hilafet döneminde hicrî 17 ila 20 yılları arasında bilmişlerdir.[13]

Hadis ve tarih kaynaklarının tümünden şu anlaşılır ki Bilal Ehl-i Beyt’e muhabbet besleyen kimselerdendir. Hatta onun ezan okumamasını baştaki yönetime bir çeşit itiraz ve Hz. Ali’nin imametine inandığının bir göstergesi olarak değerlendirmek de mümkündür.

–—


[1]     el-İstiab, c. 1, s. 179.

[2]     Çeşitli nakillerde Bilal, İslâm’ı kabul eden dördüncü veya beşinci kişi olarak tanıtılmıştır. Bkz. Biharu’l-Envar, c. 18, s. 229.

[3]     Biharu’l-Envar, c. 17, s. 41; et-Tabakatu’l-Kubra, c. 3, s. 175; Ensabu’l-Eşraf, c. 1, s. 156.

[4]     Bkz. et-Tabakatu’l-Kubra, c. 3, s. 175; Ensabu’l-Eşraf, c. 1, s. 156.

[5]     Şia’nın İslâmî Şahsiyetleri, c. 1 ve 2; Ayetullah Cafer Subhanî, el-İstiab c. 1, s. 182; Usdu’l-Gabe, c. 1, s. 243.

[6]     el-A’lam, c. 2, s. 73.

[7]     el-İhtisas, s. 71.

[8]     Men La Yahduruhu’l-Fakih, c. 1, s. 283.

[9]     et-Tabakatu’l-Kubra, c. 2, s. 178; Usdu’l-Gabe, c. 1, s. 243; el-İstiab, s. 82.

[10]    Ensabu’l-Eşraf, c. 1, s. 526; et-Tabakatu’l-Kubra, c. 2, s. 178; Usdu’l-Gabe, c. 1, s. 243.

[11]    et-Tabakatu’l-Kubra, c. 2, s. 178; Usdu’l-Gabe, c. 1, s. 244.

[12]    Usdu’l-Gabe, c. 1, s. 244.

[13]    Ensabu’l-Eşraf, c. 1, s. 526; Usdu’l-Gabe, c. 1, s. 245; Delailu’n-Nubuvve, c. 1, s. 348; İmtau’l-Esma, c. 6, s. 350.