Eğer kıyamet gelip çatarda sizden birinin elinde bir fidan olursa, kalkıp bu fidanı dikmeye gücü olduğu taktirde onu diksin. Kenz’ul Ummal, 9056 Hz. Muhammed (s.a.a)

Hz. Fatıma’nın (a.s) Peygamber (s.a.a) Nezdindeki Makamı

Hz. Fatıma’nın (a.s) Peygamber (s.a.a) Nezdindeki Makamı

   Hz. Zehra'nın fazileti hakkında Resulullah'tan (s.a.a) nakledilen rivayet ve hadisler:

Eğer gerçekten de bu nurlu cevher ve fazilet örneği Fatıma (a.s) hakkında mevcut olan sahih ve sarih hadislerin tümünü nakletmek istesek bu küçük makaleye sığdıramayız. Ama on iki hadisi nakletmekle yetiniyoruz.

   1. Hadis

   Peygamber şöyle buyurmuştur:

   Cennet ehli kadınların en faziletlisi Hüveylid kızı Hatice, Muhammed'in kızı Fatıma, Muzahim'in kızı ve Firavun'un eşi Asiye ve İmran'ın kızı Meryem'dir.

   Ehl-i Sünnet'in hadis erbabı ve ravilerinden bir çoğu bu hadisi nakletmişlerdir ki hepsinin adını zikretmek mümkün olmadığından onlardan sadece Ahmed b. Hanbel[1] Ebu Davud, [2] Kasım b. Muhammed[3] gibi meşhur şahsiyetlerin adını vermekle yetiniyoruz.

   2. Hadis

   Resulullah şöyle buyuruyor:

   Dünya kadınlarının en hayırlısı dört tanedir: Meryem binti İmran, Asiye binti Mzahim, Hadice binti Hüveylid ve Fatıma binti Muhammed (s.a.a)

   Bu hadisi, Dünya kadınlarının en hayırlısı cümlesiyle Ehl-i Sünnet'in Ebu Davud ve Abdulvaris b. Süfyan gibi bir çok muteber muhaddisleri, Enes ve Ebu Hureyre'den nakletmişlerdir. [4]

   3. Hadis

   Peygamber şöyle buyuruyor:

   Sana dünya kadınlarından Meryem binti İmran, Hatice binti Huveylid, Fatıma binti Muhammed ve Asiye yeter.

   Bu beyanda da bu dört kadın beşeriyet dünyasının dört örnek şahsiyeti olarak zikredilmiştir. Ehl-i Sünnet alimlerinden bazıları da bu hadisi aynı ibaretler ile nakletmişlerdir. Tirmizi, [5] Ebu Davud ve Şabi, [6] de bu kimselerdendir.

  Bu üç rivayet ve benzeri rivayetler açık bir şekilde bu faziletli ve iffetli dört kadının, insanlık dünyasının tüm kadınlarından daha üstün ve değerli olduklarına delalet ediyor. Ama bu dördünden hangisinin diğerlerinden daha faziletli ve üstün olduğu beyan edilmemiştir.

   Ama Peygamber'in Ehl-i Beytu ve tahir imamlardan nakledilen birçok rivayetler ve mütevatir hadislerden, Peygamber'in (s.a.a) kızı Fatıma'nın onların en faziletlisi olduğu anlaşılmaktadır. Bu rivayetler sarih ve açık olup tevil ve tevcih edilir bir yanı da yoktur.

  Eğer bu hadis ve rivayetler de olmasaydı, bu büyük kadının üstünlük ve fazileti hakkında onun peygamberlerin en büyüğü olan Hz. Muhammed'in (s.a.a) bedeninin bir parçası olması yeterliydi. Tüm alemde Resulullah'ın eşi ve benzeri olmadığı gibi, dünya kadınları arasında da Hz. Fatıma'nın (a.s) eşi ve benzeri yoktur.

   Hz. Fatıma'nın dünya kadınlarının en üstünü ve değerlisi olduğu hususunu Ehl-i Sünnet'in birçok-büyük alimleri de kabul etmişler, birçok araştırmacıları da bunu açıkça beyan etmişlerdir. Bazı araştırmacı alimleri de onların görüşlerini nakletmiştir. Mesela Ehl-i Sünnet'in çağdaş alimlerinden olan Nebhani şöyle diyor: Birçok araştırmacı alimler, Fatıma'nın (a.s) dünya kadınlarının (hatta Hz. Meryem'de dahil) en üstün ve faziletlisi olduğunu söylemişlerdir. Bu alimler arasında Taki Sebeki Celaluddin-i Suyuti, Bedri Zerkeşi ve Taki Mükrizi gibi kimseler de vardır. Sebeki'den bu hususta bir soru sorulunca şöyle demektedir: Biz peygamberin kızı Fatıma'nın en faziletli kadın olduğuna inanıyoruz. İbn-i Ebi Davud'dan da bu hususta bir soru surulunca şöyle dedi: Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: Fatıma benim bir parçamdır. Gerçekten de Fatıma eşsiz ve benzeri olmayan biridir.

   Manevi de birçok eski ve yeni alimlerden bu konuyu nakletmektedir.

   4. Hadis

   Sadece Ebu Davud'un İbn-i Abbas'tan naklettiği bir hadiste peygamber güya şöyle buyurmaktadır: Meryem binti İmran'dan sonra cennet ehli kadınların efendisi Fatıma binti Muhammed, Hatice ve Asiye'dir. [7]

   Bu hadis de bu dört kadınındünya kadınlarının en üstünü olduğunu delalet etmektedir. Ama zahiren Meryem'in Fatıma'dan daha faziletli olduğu istifade edilmektedir.

   Ama hem sayıları daha çok, hem senedleri daha sağlam ve sahih ve hem de delalet sağlam ve sahih ve vazih olan birçok hadisler bu hadisin tam tersi bir manaya delalet etmektedir. Yani Hz. Zehra'nın Meryem'den de üstün olduğunu beyan etmektedir.

   O halde bu hadisi terkedip bir kenara bırakmak zorundayız. Üstelik bu hadis şia alimleri tarafından da kabul görmemiş ve nakledilmemiştir.

   5. Hadis

   Buhari, Müslim, Tirmizi, Ahmed b. Hanbel, El-Cem Beynes Sahiheyn ve El Cem beynes Sihahis kitablarının yazarları, İbn Abdulbir, Muhemmed b. Sa'd ve benzeri kimseler Musa, Ebu Avane, Furas, Amir, Mesruk gibi ravilerin vasıtasıyla Aişe'den şöyle nakletmektedirler. [8] Peygamber bir gün hastalanmıştı, ben de peygamberin diğer hanımlarıyla birlikte O'nun huzurunda idik. Aniden Fatıma içeri girdi. O aynı babası gibi yürüyor ve babası gibi adım atıyordu. Peygamber aziz kızını görünce çok sevinde ve şöyle buyurdu: Aferin kızım! Daha sonra da kızını yanına oturttu ve kulağına yavaş bir şekilde birşeyler söyledi. Hz. Zehra aniden hüngür hüngür ağlamaya başladı.

  Peygamber kızını mahzun ve ağlar görünce yine yavaşça kulağına birşeyler söyledi. Fatıma (a.s) bu defa da sevindi ve çok tatlı bir şekilde gülümsedi. Peygamber'in hanımlarından sadece ben ona dedim: Bizim içimizden seni kendisine sır ehli seçmiş ve sen de ağlıyorsun. Aişe diyor ki, Peygamber kalkınca ben Fatıma'ya bunun sırrını sordum. Ama o şöyle buyurdu: Asla! Resulullah'ın sırrını hiç kimseye ifşa etmem. Resulullah vefat ettikten sonra Benim senin üzerine olan hakkım için şimdi o günkü hadiseyi izah et dedim. Hz. Fatıma şöyle buyurdu: Evet şimdi söyleyeceğim. Ben babamın ilk sözlerine ağladım. Babam şöyle buyurdu: Cebrail her yıl bir defa beni ziyarete gelirdi. Ama bu yıl iki defa ziyaret etti. Bu da benim ecelimin yaklaştığını gösteriyor. Takvalı ol ve daima sabırlı olmaya çalış. Ben senin için en iyi ibret aynasıyım. Bu sözleri duyunca gördüğün gibi şiddetli bir şekilde ağladım. Babam benim üzüldüğümü görünce şöyle buyurdu: Ey Fatıma, acaba mümin kadınların (veya İslam ümmetinin kadınlarının) en üstünü olmak istemez misin? İbn-i Hacer İsabet adlı kitabında ve birçok muhaddisler ise Dünya kadınlarının en üstünü diye nakletmişlerdir.

   Velhasıl bu yüzde yüz sahih olan hadis, bu büyük kadının fazilet ve üstünlüğüne delalet etmektedir. İbn-i Sad (Tabakat'ta)e benzeri kimselerde bu hadisi Ümmü Seleme'den Cennet ehli kadınların en üstünü şeklinde nakletmişlerdir. [9] Hakeza Aişe'nin Hz. Peygamber'in vefatına dek Hz. Fatıma'dan bu olayın sırrını sormadığı yer almıştır.

   6. Hadis

   Hz. Zehra biraz rahatsızlanınca peygamber (s.a.a) kızını ziyaret etti, ona kızım nasılsın? diye buyurdu. Hz. Fatıma, Hastayım, yiyecek hiçbir şeyimizin olmayışı beni daha fazla rahatsız erdiyor dedi. Resulullah, Dünya kadınlarının en üstünü olmak istemez misin? diye buyurdu. Hz. Fatıma: Babacığım acaba bu makam Meryem binti İmran'a mahsus değil midir? diye sordu. Resulullah, O kendi zamanındaki kadınların en üstünüydü. Bu arısda ise dünya kadınlarının en üstünü sensin. Allah'a andolsun seni öyle biriyle evlendirdim ki, hem dünyada ve hem de ahirette büyüktür.

   Bu hadisi rivayet hafızları ve rivayetleri senedleriyle birlikte kaydeden kimseler (Abdulbir İstiab kitabında ve diğerleri) nakletmişlerdir.

   7. Hadis

   İbn-i Hacer Sevaik adlı kitabında şöyle yazmaktadır: Ahmed b. Hanbel, Tirmizi, Nizai ve İbn-i Habbân gibi birçok Ehl-i Sünnet alimleri Huzeyfe'den peygamberin kendisine şöyle buyurduğunu nakletmişlerdir: Acaba bana şu anda arız olan şu haleti görüyor musun? Şu ana kadar yeryüzüne inmemiş olan bir melek Allah'tan izin aldı ve bana nazil oldu, selam verdikten sonra bana Hasan ve Hüseyin'in cennet gençlerinin efendisi ve Fatıma'nın da cennet ehli kadınların en üstünü olduğunu müjde verdi.

   İbn-i Habban ve diğerleri de Ebu Hureyre'den peygamber'in şöyle buyurduğunu nakletmektedirler: Şu ana kadar beni ziyaret etmemiş olan bir gök meleği, Allah'tan izin alarak beni ziyarete geldi ve bana Fatıma'nın İslam ümmetinin kadınlarının en büyüğü olduğunu müjde verdi. [10]

   8. Hadis

   Abdurrahman b. Ebi Naim [11] ri rivayet ve hadis hafızları da Ebu Said el-Hudri'den Peygamber'in şöyle buyurduğunu nakletmişlerdir: Fatıma cennet ehli kadınların en üstünüdür.

   9. Hadis

   Buhari ve Müslim Müsevver'den peygamber'in minberin üzerinde şöyle buyurduğunu nakletmişlerdir: Fatıma benim bir parçamdır. Ona eziyet eden bana eziyet eder ve ona hoş gelmeyen bana da hoş gelmez. [12]

   Nebhani de Buhari'den Peygamber'in (s.a.a) şöyle buyurduğunu nakletmektedir: Fatıma benim bir parçamdır. Onu gazaplandıran şey beni de gazablandırır. Diğer bir rivayette, Onu gazablandıran kimse beni gazablandırmıştır yer almıştır.

   Cami-üs Sagir adlı kitapta ise şu ibaret ile nakledilmiştir:

   Fatıma benim bir parçamdır. Onu üzen beni üzer ve onu sevindiren beni sevindirir.

İbn-i Kuteybe El-İmame ves Siyase adlı kitabının evvelinde tasrih etmektedir ki büyük İslam kadını Hz. Fatıma, Ömer ve Ebu Bekir'e şöyle buyurmuştur: Allah için söyleyin peygamber'in şöyle buyurduğunu duymadınız mı?: Fatıma kimden razı olursa ben de ondan razıyım. Fatıma kinden razı olmazsa ben de razı değilim. Onu seven beni sevmiştir. Onu sevindiren beni sevindirmiştir. Onu gazablandıran ise beni gazablandırmıştır.

   Ömer ve Ebu Bekir Evet, duyduk dediler.

   Bu hadis İslam önderleri ve tahir imamlardan mütevatir bir şekilde nakledilmiştir. Başka bir rivayet olmasaydı bile Fatıma'nın tüm dünya kadınlarından üstün olduğuna bu bir tek rivayet yeterdi de artardı bile.

   Acaba müslümanlar arasında böyle bir makamı olan var mıdır? Resulullah kimin hakkında böyle sözler söylemiştir. Zımnen bu cümlelerden Hz. Fatıma'nın (a.s) masum olduğu da istifade edilmektedir. Zira bu cümleler Hz. Fatıma'nın boş yere gazaplanmadığını, sevinmediğini ve razı olmadığını beyan etmektedir. Nitekim  Peygamber de böyle idi.

   Peygamber (s.a.a) için bu muhtelif haler, heva ve heves üzere vücuda gelmediği gibi Fatıma (a.s) için de sözkonusu değildir. Var olan her şey Allah içindir. Zira eğer Fatıma (a.s) gazablanırsa Peygamber (s.a.a) gazablanmış ve eğer Fatıma sevinirse Peygamber sevinmiştir.

   Peygamber için kesin ve sabit olan ismet makamı da bundan başka birşey değildir.

   10. Hadis

   İbn-i Ebi Asım[13] Hz. Ali'den Peygamber'in (s.a.a) Fatıma'ya şöyle buyurduğunu nakletmektedir: Allah senin gazabın için gazablanır ve rızan için de razı olur. Taberani[14] ve diğerleri de bu hadisi hasen senediyle nakletmişlerdir. Bu hadis de 9. hadis gibi Hz. Fatıma'nın (a.s) masumiyetine ve fazilette üstünlüğüne delalet etmektedir.

   11. Hadis

   Ahmed b. Hanbel gibi bazı ünlü muhaddisler Ebu Hureyre'den nakletmişlerdir ki[15] Peygamber-i Ekrem (s.a.a) Ali, Hasan, Hüseyin ve Fatıma'ya bakarak şöyle buyurmuştur: Ben sizinle savaşan kimselerle savaşır ve sizinle barışan kimselerle de barışırım.

  Tirmizi[16] Zeyd b. Erkam tarikiyle bu hadisi (Elbette az bir farklılıkla) nakletmektedir.

  Bu hadis de önceki (iki) hadis gibi Hz. Fatıma'nın ismet makamına delalet etmektedir. Şu farkla ki bu hadis Ehl-i Beyt ile savaşan kimselerin küfür üzere olduğunu da beyan etmektedir.

   12. Hadis

   Muhaddislerden bir çoğu Abdurrahman Ezrak'tan Emir-el Müminin Ali (a.s)'ın şöyle buyurduğunu nakletmektedir: Birgün yatmış idim ki aniden Resulullah odama girdi. Bu esnada oğlum Hasan ya Hüseyin susadığını söylüyor ve su istiyordu. Resulullah çoktan beri sütü azalan (veya kurumuş) bir koyunu sağdı. Diğer oğlum Hasan Resulullah'ın yanına gitti. Ama hazret onu tutup bir köşeye oturttu. Fatıma bu durumu görünce, Babacığım sen Hüseyin'i daha çok mu seviyorsun? Ona süt verdin ama Hasan'a vermedin! diye sordu. Peygamber şöyle cevab verdi: Hüseyin daha önce susadığını söyledi ve ben de önce onun susuzluğunu giderdim. Daha sonra şöyle buyurdu: Ben, sen, bu çocuklar ve orada yatan (Ali) kıyamette bir yerdi olacağız. [17]

Bu makam ve mevkiye nail olan bu büyük İslam kadınına selat -u selam olsun. Tüm geçmişler ve gelecekler bu yüce makam karşısında saygı ile eğilmeli, ihtiram göstermelidir. Bu Allah'ın istediği kimselere verdiği bir fazlı ve ihsanıdır. Şüphesiz ki Allah büyük bir ihsan sahibidir.

   Makalenin sonunda da Hz. Fatıma'nın fazilet ve şahsiyeti hususunda Aişe'den nakledilen bir rivayeti aktaralım.

   Taberani Peygamber'in hanımı Aişe'nin şöyle dediğini naklediyor: Fatıma'dan (babası dışında) daha faziletli birini görmedim. [18]

   (Buhari ve Müslim'e göre hadisin senedi sahihdir. Hasıl ki İbn-i Hacer El-İsabe ve Nebhani Eş-Şeref-ul Muebbed kitabı s. 59 sonlarında bunu açıklamışlar.)

   İbn-i Abdulbir de İbn-i Ebi Umeyr'den söyle naklediyor: Aişe'nin yanına vararak ona şöyle sordum: Peygamber (s.a.a) nezdinde insanların en sevglii olanı kimdi? Aişe, Fatıma idi diye cevap verdi. Ben, Erkeklerden en sevgili olanı kimdi? diye sordum. Eşi Ali idi. [19] diye cevab verdi.

   Bureyde de şöyle diyor: Peygamber nezdinde insanların en sevgili olanı kadınlardan Fatıma (a.s) erkeklerden ise Ali (a.s) idi.

   Yine Aişe şöyle diyor: Fatıma'nın evlatları dışında hiç kimsenin, Fatıma gibi sarih bir lehçe ile konuştuğunu görmedim.

   Bu hadisi de Abdulbir İstiab kitabında nakletmiştir.

  Evvelde de, sonra da hamd Allah'a mahsustur. Allah'ın selat-u selamı Muhammed'e (s.a.a) ve aline olsun.

———————————————————–

[1]Ahmed b. Hanbel Mesned kitabında (1. cüz, s. 293) İbn-i Abbas'tan naklediyor.

[2]- Ebu Davud da İstiab (Hz. Hatice'nin şerh-i halinde) adlı kitabında

[3]- Kasım b. Muhammed de İstiab (Hz. Zehra'nın şerh-i halinde) adlı kitabında nakletmişlerdir.

[4]- Ebu Davud bu hadisi İstiab adlı kitabında Hz. Hatice'nin şerh-i halinde) Enes'ten nakletmiştir. abdulvaris de İstiam (Hz. Hatice ve Zehra'nın şerh-i halinde) adlı kitabında Hureyre'ye istinaden nakletmiştir.

[5]- Nebehani'nin Erbain kitabında (s. 220) Tirmizi'nin Enes'ten naklettiğini yazmıştır. Serrac da yanı şahıstan rivayet etmiştir. (Nitekim İstiab -Hz. Zehra'nın şerh-i hali adlı kitapta yer almıştır.)

[6]- İstiab, Hz. Hatice'nin şerh-i halinde yanı kitapta Zehra'nın şerh-i halinde Ebu Davud ve Şa'bi de Cabir'den nakletmiştir.

[7]- İstiab'dan naklen Hz. Hatice'nin (a.s) şerhi halinde

[8]- Buhari Sahinide 4. cilt s. 64 Melihiyye baskısı, yıl 1332 ve Müslim Sahihinde, 2 Cüz, Hz. Fatıma'nın faziletleri bölümü çeşitli senedlerle Aişe'den nakletmiştir. Ahmed b. Hanbel müsnedinde 6. cüz, s. 282, Abdulbir istiab'ında (Hz. Zehra'nın şerhi halinde) Muhammed b. Sad da Hz. Zehra'nın şerh-i halinde, Tabakat kitabının 8. cüzünden yine tabakatın 2. clidi Peygamber'in hastalığında buyurduğu hadisler bölümünde nakletmiştir.

[9]- Ebu Ya'lide Hz. Zehra'nın şehr-i halinde ve birçok muhaddislerde Ümmü Seleme'den nakletmiştir.

[10]- Şeref-ul Muebbed (Hz. Zehra'nın şerh-i halinde) adlı kitapta da yer almıştır.

[11]- Nitekim İstiab, Sade vb. kitaplarda Zehra (a.s)'ın şerh-i halinde yer almıştır.

[12]- Buhari ve Müslim kendi sahihlerinde nakletmişlerdir. Esabe vb. kitaplarda da yer almışlardır.

[13]- Esabe kitabında.

[14]- Şeref-ul Muebbed ve benzerleri (Fatıma'nın şerh-i halinde).

[15]- Musned-i İbn-i Hanbel 2. cüz, s. 442

[16]- Tirmizi şu ibaretlerle nakletmiştir: Onlarla savaşanlarla savaşır, barışanlarla barışırım.

[17]- Müsned-i Ahmed, s. 101, 1. cüz.

[18]- Mucem-ul Evset / İbn-i Hacer Esabe kitabında ve Hebehani de Şeref-ul Muebbed adlı kitabında (s. 58), Sahih-i Buhari ve Müslim'den nakletmektedir.

[19]- İstiab kitabı (Zehra (a.s)'ın şerh-i halinde).