Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona hiyanet etmez, ona yalan söylemez ve onu yardımsız bırakmaz.Kenz’ul Ummal, 747 Hz. Muhammed (s.a.a)

İmam Hüseyin (a.s)’dan Kırk Hadis

İmam Hüseyin (a.s)’dan Kırk Hadis

Fahrettin ALTAN/Erenler 6

Ey Allah’ın Kulları!

1- “Ey Allah’ın kulları! Allah’tan korkun, dünyaya karşı ihtiyatlı davranın; eğer bütün dünya bir kişiye kalacak veya bir kişi orada daimi kalacak olsaydı, peygamberler baki kalmaya daha layık, rızayetleri celbedilmeye daha evla ve böyle bir hükme daha uygun olurlardı. Ama Allah-u Teala dünyayı fani olmak için yaratmıştır; yenileri eskiler, nimetleri zail olur, sevinci ise kararır (gam ve üzüntüye dönüşür). Dünya engebeli bir menzil ve muvakkat bir evdir. Öyleyse ahiretiniz için azık toplayın, en güzel azık ise sakınmaktır; Allah’tan sakının, ta ki kurtuluşa eresiniz.” [1]

 

Cehennem Köpeklerinin Katığı

2- Yanında başkasının gıybetini eden birisine buyurdular ki:

“Ey adam! Gıybet etmekten sakın; çünkü gıybet, cehennem köpeklerinin katığıdır.” [2]

 

Allah’ı Bırakıp Da Halkı Razı Etmeye Kalkışan Bir Milletin Durumu

3- “Allah’ı öfkelendirmekle halkın rızasını kazanmak isteyen bir kavim, kurtuluşa erememiştir.” [3]

 

Dünyada Allah’tan Korkmanın Kıyametteki Neticesi

4- “Kıyamet günü, yalnız dünyada Allah’tan korkan kimse emin olabilir.” [4]

 

İyiliğe Emredip Kötülükten Sakındırmanın Yararları

5- “Allah-u Teala buyuruyor ki: “Mümin erkek ve kadınlar birbirlerinin velileridir, marufu emreder ve münkerden nehyederler…” Allah-u Teala (müminlerin sıfatını saydığında) emr-i bil maruf ve neyh-i anil münkerle başlayıp ilk olarak onu farz kılıyor. Çünkü biliyor ki, eğer bu farize hakkıyla yerine getirilip uygulanırsa artık bütün farizeler, ister kolay olsun ister zor yerine getirilip uygulanır. Zira marufu emredip münkerden nehy etmek, zulme uğrayanların haklarının alınmasını, zalimlere muhalefeti, beyt-ul malın ve ganimetlerin adaletle dağıtılmasını, zekatın gereken yerlerden alınıp gerektiği şekilde sarf edilmesini sağlamakla İslam’a yapılan (ameli) bir davettir.”[5]

 

Zalim Bir Yönetici Görüp De Ona Karşı Çıkmamanın Sonucu

6- “Ey insanlar! Resulullah (s.a.a) buyurmuştur ki: “Kim, Allah’ın haramını helal bilen, ahdini bozan, Resulünün sünnetine muhalif olan, kulları arasında günah ve zulüm yapan zalim bir yönetici görür de amel ve sözüyle ona karşı çıkmazsa, Allah-u Teala onu, o zalim yöneticiyi sokacağı yere (cehenneme) sokar.” [6]

 

Çoğu İnsanların Dinden Yararlandıkları Müddetçe Onu Savunmaları

7- “İnsanlar dünya kullarıdır; din ise onların dillerine bir yalaktır. Dinin sayesinde geçimlerini sağladıkları müddetçe onun etrafını sararlar, ama zorluklarla imtihan edildiklerinde dindarlar azalır.” [7]

 

Allah’a İsyan Etmekle Bir Şeye Ulaşmak İsteyen Kimse…

8- “Allah’a isyan ederek bir şeye ulaşmak isteyen kimse, umduğundan uzaklaşarak korktuğu şeye yaklaşır.” [8]

 

Zalimlerle Yaşamanın Zillet Oluşu

9- “Hak üzere amel edilmediğini ve batıldan da kaçınılmadığını görmüyor musunuz? Böyle bir durumda, müminin ölümü arzulaması haktır. Ben ölümü saadet, zalimlerle yaşamayı ise aşağılık biliyorum.” [9]

 

Hür ve Özgür Olmanın Gerekliliği!

10- “Ey Ebu Süfyan’nın oğullarına uyanlar! Eğer dininiz yok, ahiretten de korkmuyorsanız, en azından hür insanlar olun.” [10]

 

Alimlerin Uyarılması

11- “Eğer şuurunuz olsaydı, anlardınız ki insanların içerisinde en büyük musibete uğrayan, ulemanın hakiki makamından uzak düşmüş olan sizlersiniz. Çünkü işleri yürütmek ve hükümleri uygulamak, Allah’ın helal ve haramına emin olan ulemanın eliyle olmalıdır. Oysa bu mevki sizin elinizden alınmıştır. Bu mevki. açık deliller geldikten sonra hakta tefrikaya düşmeniz ve sünnette ihtilaf etmeniz yüzünden elinizden çıkmıştır ancak. Eğer eziyetlere sabredip Allah için zorluklara katlanacak olsaydınız, İlahi işler sizden çıkar ve size dönerdi. Ama siz mevkiinizi zalimlere bırakarak İlahi meseleleri onlara teslim ettiniz; onlar da şüphe üzerine hareket edip nefsi arzularına uyuyorlar. Zalimleri bu işlere musallat kılan, siz alimlerin ölümden kaçması ve sizden ayrılacak hayata gönül bağlamanızdır.”[11]

 

İmam Hüseyin (a.s) Tarafından Gerçekleşen Kıyamın Sebebi

12- “Allah’ım! Sen biliyorsun ki, bizim tarafımızdan gerçekleşen kıyam, saltanat için yarışmak ve değersiz dünya mallarından bir şeye ulaşmak için değildir. Senin dininin (öğretilerini) öğretmek, ıslahat yapmak, mazlum kullarına emniyet ve güvence kazandırmak, İslam’ın farz ve Resulullah’ın sünnet ve hükümleriyle amel olunması içindir.” [12]

 

Farz ve Sünnet Olan Cihat

13- “Farz olan cihatlardan biri, insanın kendisini günahtan koruması için nefsi ile cihat etmesidir. İşte bu cihat, cihatların en büyüğüdür… Sünnet olan cihat ise, kişinin bir sünneti (genel bir adeti) ayakta tutması, uygulama ve ihya etmesi için çalışmasıdır. Bu yolda çalışmak ve çaba sarf etmek, en üstün amellerdendir. Çünkü bu, (güzel olan) bir sünneti diriltmektir. Nitekim Resulullah (s.a.a) buyurmuştur ki: “Kim güzel bir sünnet (adet ve gelenek) koyarsa, kıyamet gününe kadar, amel edenlerin sevabından bir şey eksilmeksizin o sünnetle amel edenlerin sevabı kadar ona sevap yazılır.” [13]

 

Daha Değerli ve Daha Güzel Olanlar

14- “Eğer dünya hayatı bazılarının nazarında değerli sayılıyorsa, Allah’ın mükafat evi daha yüce ve daha değerlidir.

Eğer bu bedenler ölüm için yaratılmışsa, insanın Allah yolunda kılıçla öldürülmesi daha üstündür.

Eğer rızklar takdir edilip bölünmüşse, servet elde etmekte insanın hırsının azlığı daha güzeldir.

Eğer dünya malını toplamak ondan bir gün el çekmek içinse, insanın böyle bir servete cimrilik yapmaması gereklidir.” [14]

 

İbretli Tavsiyeler

15- “Ben size Allah’ın takvasına sarılmayı tavsiye ediyorum; azabından korkutuyor ve nişanelerini gözünüzün önüne koyuyorum. Gelmesi sevilmeyen ve tadı kötü olan korkunç ve dehşetli ölüm gününün gelip çatmasına az kalmıştır. (O ölüm ki,) ruhunuzdan asılıp sizi amel etmekten tamamen koparır. Öyleyse yaşadığınız sürece onun ansızın gelecek belalarına hedefmişsiniz gibi sıhhatinizi ganimet bilin; amel etmeye koşun. O (ölüm), sizi yerin üzerinden alıp içine bırakır; (yerin) üstünden düşürüp aşağısına sokar. Ülfet ve beraberlikten koparıp vahşet ve yalnızlığa atar; rahatlık ve aydınlıktan yerin karanlık ve darlığına götürür. Orası öyle bir yerdir ki, ne dostlar orada ziyaret edilir, ne hastaların yanına gidilir ve ne de yardım dileyenin yardımına koşulur.” [15]

 

Çeşitli İbadetler

16- “Bazıları Allah’tan bir şey umarak ibadet ederler; bu, tacirlerin ibadetidir. Bazıları da (ateşten) korkarak ibadet ederler, bu da, kölelerin ibadetidir. Bazıları ise (Allah’ın nimetlerine) şükür olarak ibadet ederler, bu da hür insanların ibadetidir; işte en faziletli ibadet budur.” [16]

 

Halkın Size İhtiyaç Duymalarının Nimet Oluşu

17- “Bilin ki, insanların size olan ihtiyaçları, Allah’ın size verdiği nimetlerdendir. Öyleyse o nimetlerden bıkmayın, yoksa belaya dönüşür.” [17]

 

Allah’ın Kendi Velilerine Öğüt Vermesi İçin Onları Kınaması

18- “Ey İnsanlar! Allah-u Teala’nın, kendi velilerine öğüt vermek için Yahudi alimleri hakkında yaptığı kınamadan öğüt alın. Allah-u Teala (Yahudi alimlerini kınayarak) şöyle buyuruyor: “Niçin onların din alimleri, onları (Yahudileri) günah olan sözleri söylemekten (ve haram yemekten) men etmediler…” [18] Yine buyurmuştur ki: “İsrail oğullarından kafir olanlara, Davud’un diliyle de lanet edilmiştir… yaptıkları iş ne de kötüdür.” [19]

Allah’ın onları kınaması, Yahudi alimlerinin, aralarında bulunan zalimlerin, yaptıkları kötü işleri görüp onlar vasıtasıyla elde ettikleri dünya mal ve makamına olan bağlılıkları ve maruz kalmaktan korktukları baskı yüzünden onları alıkoymamaları içindir. Halbuki Allah Teala: “İnsanlardan korkmayın, benden korkun” diye buyurmaktadır.[20] Ve yine buyuruyor ki: “Mümin erkekler ve mümin kadınlar, birbirlerinin (gözetleyen ve koruyan) velileridirler; iyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar…” [21]

 

Ey İnsanlar!

19- “(Ey insanlar!) Allah’tan sakınmayı size vasiyet ediyorum. Zira Allah Teala, takvalı kimseyi hoşlanmadığı durumdan kurtarıp hoşlandığı bir duruma götürmeyi ve ummadığı yerden rızkını vermeyi uhdesine almış ve garanti etmiştir. Öyleyse sakın kulların yaptıkları günahlardan dolayı onlara acıyan ve kendi günahının cezasından emin olan kimselerden olmayın. Zira Allah’ı aldatarak cennet kazanılmaz ve O’nun nimet ve sevabına, O’nun izniyle gerçekleşen itaatten başka bir yolla erişilemez.”[22]

 

Allah’tan Başka Sığınağı Olmayana Zulüm Yapmaktan Sakınmanın Gerekliliği

20- “Allah’tan başka sığınağı olmayan kimseye zulüm etmekten sakın.” [23]

 

Sevgi ve Buğzun Nişaneleri

21- “Seni seven, kötü işlerden seni sakındırır; sana buğz eden ise seni bu işlere tahrik eder.” [24]

 

Aklın Hakka Uymakla Kamil Olması

22- “Akıl, ancak hakka uymakla kamil olur.” [25]

 

Laubali Kimselerle Oturup Kalkmanın Neticesi

23- “Laubali kişilerle oturup kalkmak, insan hakkında şüphe doğurur.” [26]

 

Allah Korkusundan Ağlamanın Kurtuluşa Sebep Olması

24- “Allah korkusundan ağlamak, cehennem ateşinden kurtulmaya sebep olur.” [27]

 

Günah İşlemekten Vazgeçemeyen Birisine Beş Şeyi Yapmasının Önerilmesi

25- Bir kişi, Seyyid-uş Şüheda’nın (İmam Hüseyin’in) huzuruna gelerek: “Ben günahkar bir kimseyim, kendimi günah işlemekten alamıyorum, bana nasihat et” dediğinde İmam (a.s) şöyle buyurdu:

 “Beş şeyi yap sonra dilediğin günahı işle:

a) Allah’ın rızkını yeme, istediğin günahı yap.

b) Allah’ın mülkünden ve hakimiyeti altından dışarı çık, istediğini yap.

c) Allah-u Teala’nın seni göremeyeceği bir yer bul, ne yapmak istersen yap.

d) Azrail canını almaya geldiği zaman teslim olma, o zaman gönlünün istediğini yap.

e) Kıyamet günü cennetin maliki seni cehenneme götürmek istediğinde cehenneme gitme, ondan sonra arzuladığın işi yap.”[28]

 

Özür Dilenilecek Hareketten Sakınmanın Gerekliliği

26- “Özür dilenecek hareketten sakın! Çünkü mümin ne suç işler, ne de özür diler; ama münafık her gün suç işler ve özür diler.” [29]

 

Alimlerin Kınanılması

27- “Sonra siz ey ilimle meşhur olup hayırla anılan, nasihatle tanınıp Allah’ın vesilesiyle halkın gönüllerinde heybetli görünen alimler topluluğu! (Bilin ki,) şerefli insanlar sizden çekinir, zayıflar size saygı gösterir, kendi düzeyinizde olan ve iyilikte bulunmadığınız kimseler sizi kendilerine tercih ederler. (İnsanların) ihtiyaçları karşılanmadığı zaman sizin arabuluculuğunuzla karşılanır. Yolda giderken padişahların heybeti ve büyüklerin de izzetiyle yürürsünüz. Acaba bunların hepsi sizden beklenilen İlahi vazifenizi yapmanız (hakkı hakim kılmanız) için değil midir? Ama siz vazifenizin çoğunu yapmıyorsunuz, kusur ediyorsunuz. İmamların hakkını küçümsüyor, zayıfların hakkını çiğniyorsunuz. Fakat kendiniz için sandığınız hakka gelince; onu (hemen) talep ediyorsunuz. Siz Allah yolunda ne bir mal harcadınız, ne yarattığı nefsi O’nun için herhangi bir tehlikeye attınız ve ne de O’nun rızası için bir topluluğa düşman oldunuz. (Bununla birlikte) Allah’ın cennetine girmeyi, Peygamberleriyle komşu olmayı ve azabından da kurtulmayı arzu ediyorsunuz!” [30]

 

Konuşmadan Önce Selam Vermenin Gerekliliği

28- “Bir adam İmam (a.s)’a selam vermeden; “Nasılsınız? Allah afiyet versin” dediğinde İmam (a.s) şöyle buyurdular: “Evvel selam, sonra kelam. Allah da sana afiyet versin.” Daha sonra buyurdular ki: “Selam vermedikçe hiçbir kimseye konuşma müsaadesi vermeyin.” [31]

 

Kabul Etmenin, Cahilliğin ve Alimin Nişaneleri

29- “Kabul etmenin nişanelerinden biri, akıllılarla birlikte oturmaktır. Küfür (veya fikir) ehlinden gayrisiyle tartışmak, cahillik alametlerindendir. Alimin nişanelerinden biri de kendi sözünü eleştirmesi ve muhtelif görüşlerin hakikatinden haberdar olmasıdır.” [32]

 

Müminin Sıfatından Bazıları

30- “Mümin, Allah’ı kendisine sığınak, sözünü ise ayna edinir; bazen müminlerin, bazen de gaddarların sıfatına bakar; onların sıfatlarından incelikler elde eder, kendisini iyice tanır, üstün zekasıyla yakin makamına ulaşır ve nefsini temizlemekte de güçlü olur.” [33]

 

İyiliklerde Yarışmak

31- “İyiliklerde yarışın ve manevi ganimetleri elde etmeye koşun.” [34]

 

Cömertlik ve Cimriliğin Özellikleri

32- “Cömert davranan, yücelir; cimrilik yapan ise alçalır.” [35]

 

Dünya ve Ahiret Hayırları

33- Bir kimse İmam Hüseyin (a.s)’dan dünya ve ahiret hayrını kendisi için yazmasını istediğinde İmam (a.s) şöyle yazdılar:

“Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. Kim halkın öfkesini kazanarak Allah’ın rızasını elde ederse, Allah, insanların ellerinde olan işlerde ona kifayet eder; kim Allah’ın gazabını kazanarak halkın rızasını elde ederse, Allah, onu insanlara bırakır. Vesselam.” [36]

 

Bir Kimsenin Gam ve Üzüntüsünü Gidermenin Neticesi

34- “Kim, bir müminin gam ve üzüntüsünü giderirse, Allah-u Teala onun dünya ve ahiret üzüntülerini giderir.” [37]

 

Halkın Haysiyetiyle Oynayan Kimseden Uzak Durmanın Gerekliliği

35- “Halkın haysiyetine el uzatan (onların haysiyetiyle oynayan) birisini duyduğunda, onun seni tanımamasına çalış.” [38]

 

Zenginliğin İzahı

36- “Zenginlik nedir? diye sorduklarında: “Arzuların az olması ve yeterli bir rızka razı olmaktır.” buyurdular.[39]

 

İhtiyacın, Üç Kimsenin Dışında Kimseye Söylenilmemesi

37- Ensardan birisi, İmam (a.s)’a ihtiyacını karşılaması için ricada bulunmak istediğinde, İmam (a.s) şöyle buyurdu:

“Ey Ensari kardeş, yüzünün suyunu dökme, istediğini bir kağıda yaz, ben Allah’ın izniyle seni sevindirecek bir şey yaparım…” (Sonra şöyle buyurdu:) “Şu üç kimsenin dışında hiç kimseye ağız açma: Dindar, yiğit ve soylu. Çünkü dindar, kendi dinini koruması için senin ihtiyacını karşılar; yiğit de, (seni ümitsiz etmeyi) kendi yiğitliğine sığdırmaz, utanır; soylu ise, ihtiyacın için yüzünün suyunu dökmeye mecbur kaldığını bildiğinden haysiyetini korumak için seni eli boş geri çevirmez.”[40]

 

Mükafat ve Ceza Görecek Bir Kimse Gibi Davranmak

38- “İyilik karşısında mükafat, suç karşısında ise ceza göreceğini (kesinlikle) bilen bir kimse gibi amel et.” [41]

 

Selamın Sevabı

39- “Selamın yetmiş sevabı vardır, altmış dokuzu selam verene, biri ise selamın cevabını alan kimseyedir.”[42]

 

Müslüman Kardeşin Arkasında Sevilen Şeyi Söylemenin Gerekliliği

40- “Bir Müslüman kardeşin senden ayrıldığında, arkandan söylemesini sevmediğin şeyi sen de onun arkasından söyleme.”[43]

 

 

 


[1] – Hicretten Şahadete, s. 206.

[2] – Tuhaf’ul- Ukul, s. 493.

[3] – Maktel-i Harezmi, c. 1, s. 239.

[4] – Bihar’ul- Envar, c. 44, s. 192.

[5] – Tuhaf’ul- Ukul, s. 477.

[6] – Maktel-i Harezmi, c. 1, s. 234.

[7] – Tuhaf’ul- Ukul-s. 493.

[8] – A. K. s. 499.

[9] – A. K. s. 493.

[10] – Maktel-i Harezmi, c. 2,s. 33.

[11] – Tuhaf’ul- Ukul, s. 479.

[12] – A. K. s. 481.

[13] – A. K. s. 489.

[14] – Bihar’ul- Envar, c. 44, s. 374.

[15] – Tuhaf’ul- Ukul, s. 483.

[16] – A. K. s. 495.

[17] – Bihar’ul- Envar, c. 78, s. 121.

[18] – Maide/63.

[19] – Maide/78-79.

[20] – Maide/44.

[21] – Tevbe/71; Tuhaf’ul- Ukul, s. 475.

[22] – Tuhaf’ul- Ukul, s. 483.

[23] – Bihar’ul- Envar, c. 78, s. 118.

[24] – A. K. c. 78,s. 128.

[25] – A. K. c. 78, s. 127.

[26] – A. K. c. 78, s. 122.

[27] – Müstedrek’ul- Vesail, c. 2, s. 294.

[28] – Bihar’ul- Envar, c. 78, s. 126.

[29] – Tuhaf’ul- Ukul, s. 499.

[30] – Bihar’ul- Envar, c. 78, s. 122.

[31] – A. K. c. 78, s. 117.

[32] – Tuhaf’ul- Ukul, s. 499.

[33] – A. K. s. 499.

[34] – Bihar’ul- Envar, c. 78, s. 121.

[35] – A. K. c. 78, s. 121.

[36] – A. K. c. 78, s. 126.

[37] – A. K. c. 78, s. 122.

[38] – Belağat’ul- Huseyn, Kısa Sözler: 45.

[39] – Meani’l- Ahbar, s. 401.

[40] – Tuhaf’ul- Ukul, s. 497.

[41] – Bihar’ul- Envar, c. 78. s. 127.

[42] – A. K. c. 78. s. 120.

[43] – A. K. c. 78. s. 127.