“İnsanların en ahmak olanı iyilik etmediği halde insanlardan teşekkür bekleyen ve kötülük yaptığı halde hayır sevap uman kimsedir.” Gurer’ul-Hikem, 3283 İmam Ali (a.s)

Allah Dostlarının Özellikleri

Allah Dostlarının Özellikleri

Soru

Allah dostlarının özellikleri nelerdir? İnşallah bu özellikleri kendimizde oluşturalım ve bizler de Allah dostlarından olalım.

Cevap

Cerir-i Hz. İmam Sadık’ın (a.s) şöyle buyurduğunu naklediyor: Allah Resulü (s.a.a) buyurdu ki:

“Allah’ı azametiyle tanıyan birisi diline hâkim olur, karnını haram maldan korur, oruç tutar ve ibadet eder.[1] Şöyle soruldu: Ey Allah’ın Resulü! Anamız babamız sana feda olsun, bunlar Allah dostlarını sıfatları değil mi? Hazret sözüne şöyle devam etti:[2] Allah’ın dostları sustukları zaman tefekkür ederler, baktıkları zaman bakışları ibrettir, konuştukları zaman sözleri hikmet ve halkın arasında yürüdüklerinde adımları bereketlidir. Eğer Allah onlar için belirli bir vakit tayin etmeseydi; azaba olan korkularından ve sevaba olan iştiyaklarından ruhları bedenlerinde biran bile kalmazdı.” [3]

Bu hadis ariflerin ve Allah dostlarının şu en önemli sıfat ve özelliklerini açıklıyor:

1- Susmak: Dile hâkim olmak; kurtuluş ve kemale ulaşmak için atılması gereken ilk adımdır.

2- Açlık: Bütün güzellik ve iyiliklerin anahtarıdır.

3- Nefsi zahmete düşürmek: Gündüzleri oruç tutup, geceleri de ibadet ederek nefis kontrol altına alınmalıdır. Bu kısım sadece ariflere özel değildir, bilakis bütün insanları kapsamaktadır. Bazıları ariflerin bir takım irfani makamlara ulaştıktan sonra ibadete ve nefis tezkiyesine hiçbir ihtiyaçlarını olmadığını zannediyorlar; oysa bu kesinlikle doğru değildir. Eğer insan, yaşamının bir aşamasında ibadete gereksinim duymasaydı; buna en fazla layık olan hiç şüphesiz yaratılmışları en hayırlısı, Resuller efendisi, en üstün kul Hz. Muhammed (s.a.a) olmalıydı, ama o ömrünün sonuna kadar herkesten daha fazla ibadet edendi. Eğer yakine ulaştıktan sonra ibadete gerek kalmasaydı, buna en çok müstahak olan, suluk ehlinin kutbu Hz. Ali (a.s) olmalıydı, lakin İmam geceleri bin rekât namaz kılıyordu. Aynı şekilde bizlere en iyi olgu olan diğer imamlarımız da ömürlerinin sonlarına kadar namaz ve ibadet ehliydiler.

4- Düşünmek: Bir hadiste şöyle buyrulmaktadır:

“Bir saat düşünmek, altmış yıllık ibadetten daha üstündür.” [4]

Çünkü bütün organların içerisinde en üstün olanı kalptir ve düşünme de onunla alakalıdır.

5- Allah’ı anıp, O’nu zikretmek: Burada zikirden maksat dil vasıtasıyla yapılan zikirdir. Bunun için birçok özellikleri olan “Lailahe illallah” zikri önerilmiştir.[5]

6- İbret almak: Bakışlarda her zaman ibret almak olmalıdır. Yüce Allah Kuran’da şöyle buyuruyor:

“Ey basiret sahipleri, ibret alın.”[6]

7- Hikmetli konuşmak: Hikmet her iki âlemin, dünya ve ahiretin faydasına olandır, özellikle insan ahiretine faydalı olacak sözleri demelidir. Fakat sadece dünya için olan ilim ve bilimler hikmet değildir.

8- İnsanlara bereket ve hayır ulaştırmak.

9- Korku: Allah’ın büyüklüğü karşısında havfe yakalanmak.

10- Ümit: Allah’ın rahmeti karşısında reca sahibi olmak.

Biraz dikkatli bakacak olursan Allah yolunda ilerleyen bütün ariflerin temel ve esas sıfatları bunlardır. Âlemlerin Rabbi olan Allah kendi lütuf ve keremi ile bizlere de bu sıfatlar ile süslenmeyi nasip etsin. Âmin…

–—


[1]     1Şeyh Bahaî bu hadiste oruç ve ibadet için “enna” kelimesini nakletmiştir, oysa Merhum Kuleyni el-Kâfi’de “efa” olarak getirmiştir. Enna yani zahmete düşürmek, efa ise yok etmek anlamındadır. Kâfi’nin nakline göre hadis çok daha ilginç bir mana kazanmaktadır.

[2]     2Hazret (s.a.a) evet demeden sözüne devam etti, belki de böylelikle evliyadan olmak için ilk saydığı sıfatların yeterli olmadığını vurgulayarak, diğer gerekli olan özellikleri saymaya devam ettiler.

[3]     3 el-Kâfi, c:2,s:237.

[4]     4 Kenz’ul Ummal, c:3,s:95.

[5]     5 Allah’ı zikretmek dil ile olduğu kadar, insanın bütün varlığıyla da olmalıdır. En önemli ve zor olanı da budur. İmam Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: “Benim Allah’ı zikretmekten kastım, her ne kadar zikir olsa bile sadece, suphanallah, elhamdülillah, lailaheillallah, Allah’u Ekber demek değildir, maksadım günahla karşı karşıya geldiğinizde Allah’ı anıp onu hatırlamanızdır.”

[6]     6 Haşr:2.