“Her kim bir ağaç diker ve meyve verinceye kadar onun bakımına tahammül ederse rızıklanılan her meyvesine karşılık Allah nezdinde bir sadaka (sevabı) elde eder.” Kenz’ul Ummal, 9081 Resulullah (s.a.a)

Kur’an Okuyucu ve Taşıyıcılar

Kur’an Okuyucu ve Taşıyıcılar

 Kur’ an taşıyıcıları, cennet arifleridirler.
   Yüce Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurmuştur:
   “Kur’ an taşıyıcıları, cennet ehlinin arifleridirler.” [1]
   Kur’ an’ ın hükümleri, nasihatları ve öğretileriyle kendilerini eğiten Kur’ an ehli ve taşıyıcıları, en güzel ve en yüce makam sahipleridir. Bu insanlar, dünya hayatında peygamberlerin öğretilerine bağlı oldukları gibi, kıyamette de peygamberlerin maiyetinde ve dostluğunda olacaklardır.
Yüce Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurmaktadır:
   “Şüphesiz ki Kur’ an ehli, peygamberler ve elçiler hariç diğer insanların (varabileceği) en yüce makamda olacaklardır.” [2]
   Yüce Efendimizin (s.a.a) konuyla ilgili bir diğer buyruğu şöyledir:
“Şüphesiz ki Allah katında kulların en değerlisi, peygamberlerden sonra alimlerdir ve onlardan sonra da Kur’ an taşıyıcılarıdır. Kur’ an taşıyıcıları, peygamberler gibi dünyadan ayrılırlar; peygamberlerle birlikte kabirlerinden çıkarlar; peygamberlerle birlikte sırattan geçerler ve peygamberlerin sevabını alırlar.” [3]
Gerçek Kur’ an okuyucuları ve taşıyıcılarının Kur’ an hükümlerine ve öğretilerine bağlılıkları, onları bu yüce makama taşımıştır. Kur’ an’ a bağlılık, gerçek saadetin ve hayırlı akibetin nedenidir.
   Yüce Peygamberimiz (s.a.a) şöyle buyurmuştur:
   “Şüphesiz ki gizlide ve aşikarda Allah korkusu taşımaya daha layık olan, kesinlikle Kur’ an taşıyıcısıdır; şüphesiz ki gizlide ve aşikarda namaza ve oruca daha layık olan, kesinlikle Kur’ an taşıyıcısıdır.” [4]
   Kur’ an taşıyıcısı olabilmek, Kur’ an öğrenmeye ve okumaya dayalıdır.
   Bu bağlamda rivayet edilen hadislerin bazılarını buraya taşıyorum…
 
   Yüce Peygamberimiz (s.a.a) şöyle buyurmaktadır:
   “Sizin en hayırlı olanınız, Kur’ an’ ı öğrenen ve öğretendir.” [5]
    Dikkat edilmesi gerekir ki Kur’ an’ ı öğrenmek, hükümlerini öğrenmek ve bu hükümleri uygulamak amacına hizmet etmelidir.
    Bu bağlamda Peygamberimizden (s.a.a) rivayet edilen bir hadis şöyledir:
    “Kur’ an’ ı öğrenin ve ilginçliklerini de öğrenin; Kur’ an’ ın ilginçlikleri, onun farzları ve sınırlarıdır. Kuşkusuz ki bu Kur’ an, beş bölüm üzere nazil olmuştur: Helal, haram, mühkem, müteşabih ve örnekler. Öyleyse helali yerine getirin, haramı terkedin, mühkemle amel edin, müteşabihi terkedin ve örneklerden ibret alın.” [6]
Kur’ an’ ın öneminden, Kur’ an’ ı öğretmenin ve Kur’ an’ la aşina olmanın ehemmiyetinden dolayı yüce Peygamberimiz (s.a.a) Medine’ ye hicret etmeden önce, halka Kur’ an öğretmesi üzere Mus’ ab b. Zübeyr’ i Medine’ ye gönderdi. Yüce Peygamberimiz (s.a.a) bunun sevabı hakkında şöyle buyurmaktadır:
    “Her şey ve hatta denizdeki balıklar bile Kur’ an öğreten ve öğrenen için bağışlama dilerler.” [7]
Kur’ an okumak, insanı cehennem azap ve ateşinden korur.
“kur’ an okuyucu ve taşıyıcıları”
    Allah Resulü (s.a.a) bu hususta şöyle buyurmaktadır:
    “Ey Selman! Kur’ an okumalısın. Çünkü Kur’ an okumak, günahların keffaretidir; cehennem ateşinden uzaklaştırır ve azabından güvencede tutar.” [8]
    Masum imamlarımız (Allah’ ın selamı onlara olsun), Kur’ an okumaya büyük önem vermişlerdir. İmamların siyerinden bazı örnekleri buraya taşıyorum.
“İmam Ali (a.s) gece yarıları namaz kılar ve evden dışarı çıkıp gökyüzüne bakarak Kur’ an okurdu.” [9]
   “İmam Rıza (a.s) yatakta yatarken bile çok Kur’ an okurdu; cennet veya cehennemden söz eden bir ayete vardığında, Allah’ tan cenneti diler ve cehennemden uzak olmayı isterdi.” [10]
   “İmam Cafer-i Sadık (a.s), gece namazında bayılıncaya kadar Kur’ an okurdu ve kendine geldiğinde ona sorulurdu: ’ Niye böyle oldunuz?’ İmam (a.s): ’ Ayetleri o kadar tekrarlıyordum ki, adete onları Allah’ tan duyuyordum.’ buyuruyordu.” [11]
   Kur’ an Okumanın Adabı:
   Hadisler, güzel ve hazin bir ses ile ve de ağlayarak Kur’ an okumayı buyurmaktadır.
   İmam Cafer-i Sadık (a.s) şöyle buyurmaktadır:
   “Her şeyin bir süsü vardır; Kur’ an’ ın süsü de güzel sestir.” [12]
   Yüce Peygamberimiz (s.a.a) şöyle buyurmuştur:
   « “Kur’ an’ ı seslerinizle güzelleştirin; çünkü güzel ses, Kur’ an’ ın güzelliğini arttırır.” [13]
   “İmam Zeyn’ el Abidin (a.s) o kadar güzel Kur’ an okurdu ki, onun güzel sesini duyanlar adeta baygın düşüyorlardı.” [14]
   Konuyla ilintili bir diğer hadis şöyledir:
  “Şüphesiz ki Kur’ an hüzünle inmiştir; öyleyse onu okuduğunuzda ağlayın ve eğer ağlayamıyorsanız, ağlamaklı olun.” [15]
    Kur’ an’ a Bakarak Okumak
   Kur’ an’ a bakarak okumak, ezber okumaktan daha üstün ve sevabı da daha fazladır. Bu husustaki hadislerin bazısı şöyledir:
“İshak b. Ammar, İmam Cafer-i Sadık’ a (a.s) şöyle dedi: Canım sana kurban olsun! Ben Kur’ an’ ı ezberlemişim; ezberden mi, yoksa (Mushafa) bakarak mı okuyayım?
   İmam (a.s) buyurdu: Bakarak oku! Çünkü Kur’ an’ a bakarak okumanın sevabı daha fazladır. Bilmez misin ki, Kur’ an’ a bakmanın kendisi de okumak gibi ibadet sayılır?”
   İmam Cafer-i Sadık (a.s), bir diğer hadisinde şöyle buyurmuştur:
   “Her kim Kur’ an’ a bakarak okuyacak olsa, onun gözü de Kur’ an’ dan nasibini alır. Bu insanın anne ve babası küfür halinde dünyadan ayrılmış olsalar bile onların azabı hafifler.” [16]
   Kur’ an’ a bakarak okumanın, dikkate şayan sır ve nedenleri vardır. Bunların bazıları şöyledir:
  -Kur’ an’ a bakarak okumak, nüshalarının çoğaltılmasını gerektirir ve bu da Kur’ an’ ın eskimesine ve gitgide ortadan kalkmasına engel olur.
   -Kur’ an’ a bakarak okumak, okuyucunun daha çok dikkat etmesini sağlar.
   Kur’ an okumakla ilgili hadislerde dikkat çeken bir nokta da bu hadislerin, Müslümanları, evlerinde Kur’ an okumaya teşvik edişi ve bunun bir çok faydası olduğuna dikkat çekişidir. Bu faydaların bazıları şöyledir:
  1- Evde Kur’ an okumak, “hak” kelamının yücelmesine, İslamî gerçeklerin yayılmasına ve Kur’ an’ ın çoğalmasına neden olur.
  2- Evde Kur’ an okumak, İslam’ ın şiarlarını yüceltme anlamına gelmektedir. Her sabah ve her akşam Müslümanların evlerinden yükselen Kur’ an sesleri ve Müslümanların yaşadıkları şehirlerinden kulaklara gelen ilahi ayetler, bu sesi duyan insanların kalp ve ruhlarının derinliklerinde özel bir etki bırakır; İslam ve iman filizlenir gönüllerinde.
  3- Evde Kur’ an okumak, Allah’ ı anmak ve kutsî huzurda niyaza durmak, nimet ve bereketin artmasına neden olur. Allah’ ın adının anıldığı ve Kur’ an’ ın okunduğu bu tür evlere melekler iner ve şeytanlar da uzak olur.
İnsan, Allah’ a yakın olmak ve ahlakî değerler kazanmak amacıyla Kur’ an okumalıdır; gösteriş olsun diye veya geçimini sağlamak için veyahut da dünya malı kazanmak için okumaktan sakınmalıdır. Hadislere göre Kur’ an okuyucuları üç kısımdır.
   Bu hususta İmam Muhammed Bakır’ dan (a.s) rivayet edilen bir hadis şöyledir:
  “Kur’ an okuyucuları üç gruptur:
   Kimisi Kur’ an’ ı, ticaret metaı belleyerek oku; onun aracılığı ile padişahlara yol bulur ve insanlara üstünlük aracı görür.
  Kimisi Kur’ an’ ı, harf ve sözcüklerinde yoğunlaşarak okur; Kur’ an’ ın hudut ve hükümlerini zayi eder -tersine çevrilmiş bir kase gibidir- Allah bunları çoğaltmasın!
  Kimisi de vardır ki Kur’ an’ ı okur; Kur’ an ilacını kalbinin hastalığına sürer; Kur’ an ile gecesini uyanık geçirir; Kur’ an ile gündüzleri oruçlu olur; Kur’ an ile ibadete durur. Aziz ve Cebbar Allah, bu insanlar aracılığıyla belaları defeder; Allah, bu insanlar sayesinde düşmanları güçsüz kılar; Allah, bu insanlar hatırına gökyüzünden yağmur indirir. Andolsun Allah’ a, Kur’ an okuyucuları arasında böyleleri çok nadir bulunur!” [17]
   Yüce Allah Resulünün (s.a.a), yine konuyla ilgili bir diğer buyruğu şöyledir:
   “Kur’ an’ ı öğrenip de onunla amel etmeyen ve dünyayı seçen kimse, Allah’ ın gazabına uğrar; Yahudiler ve Nasranilerle aynı ayarda olur. Onlar da Allah’ ın kitabıyla amel etmiyorlardı.
   İnsanlar arasında meşhur olmak için Kur’ an okuyan kimse, kıyamet günü yüz kemiklerinde et olmaksızın haşredilir. Kur’ an, böyle birinin sırtından vurarak cehennem ateşine atar.
   Allah-u teala, Kur’ an okuyup da onunla amel etmeyen kimseyi kıyamette kör olarak haşreder. Böyle biri, ’ Allah’ ım! Neden beni kör olarak haşrettin; oysa ki ben dünyada kör değildim.’ der. Allah da ona şöyle buyurur: ’ Sen bizim ayet ve nişanelerimizi unutmuştun, şimdi de sen böyle unutuldun.’
   Kim de Allah rızası ve anlamak amacıyla Kur’ an okursa, melekler ve peygamberler gibi mükâfat alır.
Allah-u teala, şöhret ve üstünlüğe ulaşmak amacıyla Kur’ an okuyan kimsenin kemiklerini kıyamette dağıtır ve kimse de onun gibi cehennem ateşinde çetin bir azaba düçar olmaz. Böyle biri, Allah’ ın gazabına neden olduğundan dolayı azabın her türüne giriftar olur.
   Kim de Kur’ an’ ı öğrense, alçakgönüllü olsa, Allah’ ın kullarına onu öğretse, bununla da sadece Allah’ ın rızasını gözetse, kimse onun gibi cennette mükâfat alamayacaktır; cennetin bütün makam ve derecelerinden en çok nasiplenecek olan da böyleleridir.” [18]

———————————————————————————-

[1] Müstedrek, c: 4, s: 243
[2] Usul-i Kafî, c: 2, s: 603
[3] Müstedrek, c: 4, s: 244
[4] Müstedrek, c: 4, s: 250
[5] Müstedrek, c: 4, s: 233
[6] Müstedrek, c: 4, s: 234
[7] Müstedrek, c: 4, s: 235
[8] Müstedrek, c: 4, s: 257
[9] Müstedrek, c: 4, s: 266
[10] Müstedrek, c: 4, s: 266
[11] Bihar’ ül Envar, c: 47, s: 58
[12] Vesâil’ uş Şia, c: 4, s: 211
[13] Vesâil’ uş Şia, c: 4, s: 212
[14] Müstedrek, c: 4, s: 274
[15] Müstedrek, c: 4, s: 270
[16] Usul-i Kafî, Kur’ an’ ın Fazileti bölümü
[17] Usul-i Kafî, c: 2, s: 627
[18] Vesâil’ uş Şia, c: 6, s: 183