Eğer yumuşaklık bir mahlûk olsaydı, Allah Teâla’nın yarattıkları arasında ondan daha güzel bir şey olmadığı görülürdü. Kuleynî, C. 2, s. 120, Hadis 13. Hz. Muhammed (s.a.a)

Allah’ın Mahiyeti

Allah’ın Mahiyeti

Soru

Allah’ın bir enerji olduğunu söylemekteler, bu doğru mudur?

Kısa Cevap

Yüce Allah zorunlu varlık, âlim ve irade sahibidir. O her türlü ihtiyaç, sınırlılık ve eksiklikten arı ve münezzehtir. Ama enerji eksiklik, ihtiyaç ve sınırlılıkla eşdeğer olup ilim ve iradeden yoksun bir varlıktır. Enerjinin özellikleri ile Yüce Allah’ın sıfatları arasında yapılan mukayeseyle Allah’ın enerji olmadığı konusu aydınlanmaktadır. Enerji, işin yapılma kabiliyetini (etki ve etkileşim) belirler, çeşitli formlar taşıyabilir, bir formdan başka bir forma geçebilir ve şu özelikleri kendinde barındırır:

1- Enerji maddenin bir türevidir ve onda yer alır.

2- Enerjinin kaynağı vardır.

3- Enerjinin bir takım sınırları vardır.

4- Enerji değişime uğrama kabiliyetine sahiptir.

Ama Yüce Allah maddenin bir türevi değildir ve maddede yer almaz. O’nun kaynak, neden, nicelik ve sınırlılığı yoktur. Değişim ve dönüşüme uğrama özelliğinden yoksundur. Kur’an-ı Kerim de Allah’ı hiç ihtiyaç duymayan ve kusur, eksiklik ve sınırlılıktan münezzeh bir varlık olarak tanıtır. Düşünce ehli kimseler mezkûr mukayese ve ussal kanıt ile Allah’ın enerji olmadığını anlar.

Ayrıntılı Cevap

İlkönce enerjinin sözlük manasını beyan edecek sonra da özelliklerini inceleyeceğiz. Üçüncü merhalede ise enerjinin özellikleri ile Yüce Allah’ın özelliklerini mukayese edecek ve en sonda da konuları derleyerek sonlandıracağız.

Enerjinin Tanımı

“Enerji, işin yapılma kabiliyetini belirler, çeşitli formlar taşıyabilir, bir formdan başka bir forma geçebilir.”[1]

Enerjinin Özellikleri

Mezkûr bilimsel tanım ve bilimsel kaynaklarda belirtilen noktalar[2] ışığında enerji kavramının temel özellikleri şu şekilde beyan edilebilir:

1- Enerji maddenin bir türevidir ve onda yer alır. (Örneğin, bazılarının madde menşeinden yoksun sandıkları güneş ışığı gerçekte maddeler arasındaki kimyasal bir etkileşimin mahsulüdür.)[3]

2- Enerji (source) ve kaynak bir üreticiye sahiptir ve her zaman fiziksel bir süreç yahut kimyasal bir etkileşimin mahsulüdür.

3- Enerji ölçülebilirdir ve niceliğe sahiptir. Her tür enerji, üreticisine bağlı olarak özel bir ölçüm (boylam) birimi ile ölçülen bir miktar (büyüklük) taşır.

4- Enerji belirgin bir güç boyutu ve kendine has sınırlılıklar taşır. (Örneğin ışık sadece düz bir çizgi halinde hareket eder ve hiçbir zaman maddî bir engelden geçemez gibi.)

5- Hepsinden daha önemlisi, enerji suretleri nitelik ve cinsleri değişecek şekilde birbirlerine dönüşme kabiliyetine sahiptir. (Örneğin, yayda birikmiş çekim enerjisi yayın bırakılmasıyla hareket enerjisine yahut baraj arkasındaki suyun potansiyel enerjisi elektrik enerjisine dönüşmektedir.) Hatta son on yıllarda, başlarında Einstein’ın olduğu büyük bilginler maddenin enerjiye ve enerjinin maddeye dönüşümünün mümkün olduğunu kanıtlamışlardır.[4]

Enerjinin İlahî Sıfatlarla Mukayesesi

Bu özelliklere odaklanırsak ve Kur’an-ı Kerim ve muteber itikat kitaplarındaki[5] Yüce Allah’ın sıfatlarını incelersek mezkûr özelliklerin Hz. Hakk’ın sıfatlarıyla çeliştiğini göreceğiz. Çünkü Yüce Allah zorunlu varlık, âlim ve irade sahibidir. O, her türlü ihtiyaç, sınırlılık ve eksiklikten arı ve münezzehtir. Ama enerji eksiklik, ihtiyaç ve sınırlılıkla eşdeğer olup ilim ve iradeden yoksun bir varlıktır. O halde Yüce Allah maddenin bir türevi değildir ve maddede yer almaz. O’nun kaynak, neden, nicelik ve sınırlılığı yoktur. Değişim ve dönüşüme uğrama özelliğinden yoksundur.

Kur’an-ı Kerim de Allah’ı hiç ihtiyaç duymayan ve kusur, eksiklik ve sınırlılıktan münezzeh bir varlık olarak tanıtır. Zira bir yerde şöyle buyurur:

“Allah Samed’dir.[6] (Her şey O’na muhtaçtır; O, hiçbir şeye muhtaç değildir.)”

O halde muhtaç olmayan bir mabudun bir şeye ihtiyaç duyması makul değildir. Neticede Allah hiçbir kapsamda yer almaz; çünkü bir kapsamda yer alırsa ona muhtaç olur. Nitekim bu âyet-i kerime de Allah’ın sonuç olmadığını ve bir üreticiye ihtiyaç duymadığını aksine tüm evrenin O’na ihtiyaç duyduğunu ve O’nun her şeyin nedeni olduğunu belirtmektedir. Hz. Ali (a.s) Samed kelimesinin tefsiri hakkında şöyle buyurmuştur:

“Samed’in anlamı şudur: O, ne isimdir ve ne de cisim, O’nun ne bir eşi vardır ve ne de bir benzeri, ne sureti vardır ve ne de timsali, ne haddi vardır ve ne de hududu, ne bir yeri vardır ve ne de bir mekânı… ne nuranidir ve ne de karanlık, ne ruhanidir ve ne de cismani ve hiçbir bir mekan O’nu kapsayamaz.”[7]

Son âyet ve onun hakkında zikredilen hadis, enerji ve Allah arasındaki farkı iyice beyan etmekte ve mezkûr ussal kanıta atıfta bulunmaktadır. Bir başka yerde ise şöyle buyurulmuştur:

“Allah, her şeyi kuşatıcıdır.”[8]

Öyleyse hiçbir araç Allah’ı ölçemez; zira O, her aracı kuşatıcıdır. Aynı şekilde şöyle buyurulmuştur:

“Şüphesiz ki sen her şeye kadirsin.”[9]

Bu âyet ile Allah’ın hiçbir sınırlılığının olmadığı kanıtlanabilir. Bir diğer yerde ise “ilahî sünnetlerde hiçbir zaman bir değişiklik bulamazsın” diye belirtilmektedir; zira sabit ve dönüşken olmayan sünnetler sadece sabit ve değişken olmayan bir varlıktan kaynaklanır.

Önemli Bir Nokta

Işığın enerjinin bir türü (bir sureti) olduğu belirtildi. Öte taraftan Kur’an-ı Kerim’de ışık (nur) Allah’a isnat edilmiştir.[10] Böyleyken muteber tefsirlerin bu âyeti nasıl yorumladıklarına bakmak gerekir.

– el-Mizan Tefsiri’nde “münevver” nurundan maksadın (göklere ve yeryüzüne) varlık veren anlamına geldiği belirtilmiştir: “Yüce Allah’ın nuru, tüm nurların kendisinden kaynaklandığı ve O’nun genel rahmeti olan şeydir.”[11]

– Nur Tefsiri’nde şöyle yer almıştır: Nurdan maksat aydınlatmak ve hidayet ediciliktir; yani Allah sonsuz bir nur gibi evreni yönlendirmekte ve ona kılavuzluk etmektedir. Nitekim âyetin sonunda şöyle buyurmuştur:

“Allah nuruyla hidayete erdirir…”[12]

– Bir başka açıklamada ise şöyle beyan edilmiştir: Varlık ışıltısıyla yer ve gökleri aydınlatan ve onlara hayat veren Allah’tır. O, lütfunu onlardan esirgerse her şey zeval, karanlık ve dağılmaya yüz tutacaktır. Hatta eğer nur “zatı zahir ve açık olan ve diğerini zahir kılan bir şeydir” tanımı ile tanımlansa bile Allah mutlak nurun örneğidir.[13]

Netice itibariyle enerji ile Yüce Allah’ın sıfatlarının mukayesesi derin ve geniş bir çelişkiyi yansıtmaktadır. Enerji belirtilen sınırlılık, eksiklik ve zaaflarla birlikte Allah ile ilişkilendirilemez; çünkü O, âlemlerin Rabbi ve mutlak kemal, kudret ve ilimdir. Ancak enerji bütün çeşitleriyle eksiklikleri kendinde barındırır ve onun hiçbir çeşidi evreni yaratan Tanrı ile uyuşma kabiliyetinde değildir. Eğer bir hususta bir çeşit enerji O’na isnat edilirse, belirtilen noktalar çerçevesinde açıklanması gerekir.

–—


[1]      Encylopedia İnternational, c. 6, s. 432.

[2]      R.K, Fizik-i Halidî, s. 148-163, Kar ve Enerji.

[3]      Güneşin vuran ışığı hidrojen (H) atomları arasındaki kaynama ve hidrojen molekülünün (H2) teşkilinin mahsulüdür.

[4]      E=mC*C formülü gereği.

[5]      Örneğin Feyz’e ait Nehcü’l-Belağa nüshasında s. 14 ve el-Esfar, c. 6, s. 139’da Hz. Ali’den nakledilen bir hadiste şöyle buyurulmuştur: “Her kim Allah’ı başka bir şeyle eş bilirse, O’nu ikileştirmiş ve O’nu ikileştiren, O’nu cüzlere ayırmış ve O’nu cüzlere ayıran da cahillik etmiştir…” Enerji hem bileşik ve hem de eş kılınma kabiliyetindedir ve bu özellik de Allah’ın özellikleriyle çelişir.

[6]      İhlas, 2.

[7]      Biharu’l-Envar, c. 3, s. 330.

[8]      “Allah, her şeyi kuşatıcıdır.” (Nisa/126)

[9]      “Şüphesiz ki sen her şeye kadirsin.” (Tahrim/8)

[10]    “Allah, göklerin ve yerin nurudur…” (Nur/35)

[11]    Her şeyi aydınlatan âlemin nuru O’ndan kaynaklanması nedeniyle Yüce Allah’ın nuru, genel rahmettir. el-Mizan, c. 15, s. 122.

[12]    Tefsir-i Nur, c. 8, s. 185 (az bir değişiklik ile)

[13]    Berguzide-i Tefsir-i Numune, c. 3, s. 297, Nur Sûresi, 35. âyetin tefsiri.