Dünyanın misali yılanın misalidir; dokunulması yumuşak ama içi öldürücü zehirdir. Akıllı insanlar ondan sakınır, çocuklar ona ellerini uzatır. el-Bihar, 78/311/1 İmam Musa Kazım (a.s)

Dr. Şeriatî’nin Kitaplarını Okumak

Dr. Şeriatî’nin Kitaplarını Okumak

Soru

Dr. Ali Şeriatî gibi yazarların kitapları okunabilir mi?

Kısa Cevap

Şeriatî ve onun kitapları hakkında çeşitli görüşler söz konusu edilmiştir ve Şeriatî’yi kabul edenler ve etmeyenler tarafından çelişkili görüşler ortaya atılmıştır. İslâm İnkılâbı Rehberi Ayetullah Hamaneî insaflı bir bakış açısıyla Şeriatî konusunda şöyle diyor: “Bana göre Şeriatî mazlum bir kimsedir. Onu bu duruma düşüren nedenler ise bir taraftan onun taraftarı olan kimseler diğer taraftan da ona muhalif olan kimselerdir. Belki bu zamanın acayipliğinden, belki de Şeriatî’nin acayipliklerindendir ki, onun taraftarı ve onun muhalifleri tarafından yapılan ortak çalışmalar, dert sahibi ve şuur dolu böyle bir insanı tanınmaz hale getirdi. Bu ise, ona yapılan bir zulümdür.

Şeriatî, hakkında söylenenlerin ve şimdilerde bile zannedilenin aksine, ruhaniyetin karşıtı olmadığı gibi ruhaniyetin misyonuna derinden iman eden birisiydi. Şeriatî, ruhaniyetin zaruri ve tartışma götürmez temel bir kurum olduğunu ve ruhaniyete muhalefet eden kimsenin, kesinlikle sömürücü güçlerden beslendiğini söylüyordu. Bunlar Şeriatî’nin itikadıydı ve bunda hiç şüphe etmeyiniz ve bu şeyler Şeriatî’nin tartışma götürmez maarifinin bir bölümüdür. Ne var ki Şeriatî, ruhaniyetin omuzlarında taşıdığı misyona tam olarak amel etmediğini düşünüyordu.”

Ayrıntılı Cevap

Dr. Şeriatî ve kitapları konusunda çeşitli görüşler ortaya konulmuştur ve bu bağlamda onun taraftarları ve muhalifleri çelişik ve bazen sert ve aşırı görüşler beyan etmişlerdir. Ama bunlar arasında bazıları da orta yolu tutmuş ve insaflı bir bakış açısıyla bu meseleye bakmışlardır. Bunlardan birisi İslâm İnkılâbı Rehberi Ayetullah Hamaneî’dir. Biz burada onun sözlerini zikretmekle yetineceğiz:

“Bana göre Şeriatî mazlum bir kimsedir. Onu bu duruma düşüren nedenler ise bir taraftan onun taraftarı olan kimseler diğer taraftan da ona muhalif olan kimselerdir. Belki bu zamanın acayipliğinden, belki de Şeriatî’nin acayipliklerindendir ki, onun taraftarı ve onun muhalifleri tarafından yapılan ortak çalışmalar, dert sahibi ve şuur dolu böyle bir insanı tanınmaz hale getirdi. Bu ise, ona yapılan bir zulümdür.”

“Şeriatî’nin muhalifleri, onun yanlışlarını ele alıyorlar ve bu da onun olumlu yönlerini görmemelerine sebep oluyor. Bana göre Şeriatî’nin yanlışları vardı ve ben hiçbir zaman bu yanlışların, küçük yanlışlar olduğunu iddia etmiyorum. Ne var ki ben, Şeriatî’nin yanlışları olarak isimlendirdiğimiz şeylerin yanı sıra, onun seçkinlik ve güzelliklere de sahip olduğunu iddia ediyorum. O halde eğer onun yanlışları sebebiyle, seçkinlik ve güzelliklerini görmüyorsak, bu ona yapılan bir zulümdür. Ben unutmuyorum, Şeriatî ile alakalı söylentilerin iyice şiddetlendiği zamanlardı. İmam (r.a) sohbeti arasında birilerinin ismini söylemeksizin, Şeriatî’nin durumuna ve onun etrafında olup biten muhalefetlere işaret etti. İmam’ın o zamanda yaptığı sohbetinin kaseti Necef’ten geldi ve bu kaset, ihtilaf ateşinin söndürülmesinde etkili oldu. İmam konuşmasında Şeriatî’nin ismini söylemeksizin (yaklaşık olarak) şöyle diyordu: “Birkaç yanlıştan dolayı onun kitaplarını yerden yere vurmayalım.”

Şeriatî’nin, zaman zaman İslâm düşüncesinin temel ve köklü meselelerinde yanlışlıklar yapması mümkündür. Bununla birlikte Şeriatî taraftarlarının Şeriatî’ye yaptığı zulüm, muhaliflerinin yaptığı zulümden daha az değildi ve hatta daha ezici ve daha şiddetliydi. Şeriatî’nin taraftarları, onun olumlu noktalarını söz konusu edip açıklayacakları yerde, Şeriatî’nin muhalifleri karşısında saflar oluşturdular ve Şeriatî’ye nispet edip görüşler ortaya koyarak, onu mutlak bir varlık olarak göstermeye ve hatta Şeriatî’nin en küçük yanlışlarını bile kabul etmemeye çalıştılar.

Şeriatî, İslâm hâkimiyeti için yüreği yanan bir şahsiyetti ve İslâm’ın bir düşünce şeklinde ve toplumsal düzen ideolojisi olarak söz konusu edilmesinden rahatsızlık duyan bir İslâm davetçisiydi. Şeriatî İslam’ı; yaşamı yaşam yapan bir tefekkür, toplumsal bir düzen ve hayata çözüm bahşeden bir ideoloji unvanında ortaya koymaya çalıştı.

Şeriatî’nin bir girişimci olduğundan şüphe edilmemelidir. O, İslâm’ı yeni neslin diliyle anlatmada öncülük yaptı. Şeriatî’den önce İslâm’ın yüce düşüncesini Şeriatî gibi anlayan ve günümüz kuşağını (daha güzel bir ifadeyle söylemek gerekirse Şeriatî zamanının o günkü kuşağını, yani Şeriatî’nin muhataplarını oluşturan kuşağı) cezp edecek cümleler kalıbında söz konusu eden insanların sayısı az değildi. Ne var ki bu insanlar, muhataplarının diliyle hakikatlerin açıklanmasında başarılı olamadılar ve onların anlayacağı şekilde meseleleri söyleyemediler.

Şeriatî yüce İslâm’ın keşfedilmiş meselelerini en yeni şekliyle söz konusu eden kişiydi öyle ki; o zamanın kuşağının sorularının cevaplayıcısı ve gizli ve karanlık noktaların açıklayıcısıydı.

Şeriatî, hakkında söylenen ve şimdilerde bile zannedilenin aksine, ruhaniyetin karşıtı olmadığı gibi ruhaniyetin misyonuna derinden iman eden birisiydi. Şeriatî, ruhaniyetin zaruri ve tartışma götürmez temel bir kurum olduğunu ve ruhaniyete muhalefet eden kimsenin, kesinlikle sömürücü güçlerden beslendiğini söylüyordu. Bunlar Şeriatî’nin itikadıydı ve bunda hiç şüphe etmeyiniz ve bu şeyler Şeriatî’nin kesin öğretilerinin bir parçasıdır. Ne var ki Şeriatî, ruhaniyetin omuzlarında taşıdığı misyona tam olarak amel etmediğini düşünüyordu.” [1]

Sonuç itibariyle sizin sorunuzun cevabında şöyle demek gerekir: Her uzmanın ve görüş sahibinin, uzmanlaştığı alanda sahip olduğu görüşün değerli olduğu ve Merhum Dr. Şeriatî’nin uzmanlık alanının Sosyoloji dalında olduğu dikkate alınmalıdır. Bu sebeple Şeriatî’nin İslâm hakkında ortaya koyduğu görüşleri uzmanlık dışıdır ve zaman zaman yanlışlıklar içermesinin yanında çok faydalı konuları da içermektedir. Buna binaen bu konuda gerekli görülen noktaları hatırlatacağız:

1. Şeriatî’nin kitaplarını okumadan Üstat Şehit Mutahharî’nin kitaplarını okumak çok uygun olur.

2. Şeriatî’nin İslâm’ı tanıma, İslâm tarihi ve İslâmî konular bağlamında ortaya atmış olduğu görüşlerini, Masum (a.s) kimselerin haricindeki mütefekkirlerin yazmış oldukları konular gibi kesin doğrudur diye bakmayınız. Eğer yukarıdaki konular bağlamında Şeriatî’nin görüşleri diğer İslâm âlimlerinin görüşlerine muhalif olursa onu dinde uzman olan düşünürlerden ve İslâmî kurumlardan sorunuz.

3. Açıklanan bu konular genel bir kural olup diğer şahsiyetler hakkında da bu yöntem üzerine amel edilebilir.

–—


[1]     Daha fazla bilgi edinmek için bakınız: İmam ve Ruşenfikran, 1. Bölüm.