Şüphesiz Allah ısrarla dua eden kimseyi sever. el-Bihar, 93/374/16 Hz. Muhammed (s.a.a)

Kadınların Özel Halleri

Kadınların Özel Halleri

Soru

Bakara Sûresinin 222. âyetinde şöyle buyrulmaktadır: “Ve senden kadınların aylık âdet görmesi hakkında soruyorlar, bunun kadınlar için bir meşakkat olduğunu söyle.” Aylık âdet görme, kadınların cinsel organının işleyişi ve özel hormonların işlevinin doğal neticesini göstermekten başka bir şey midir? Bu kan akışının hedefi kadınlar için bir meşakkat midir? Eğer böyleyse bizim kötü niyetli bir tanrımız yok mudur?

Kısa Cevap

Âdet kanının kaynağı, rahim damarlarının sıkışması ve kanla dolması, ardından onun salgısının pıhtılaşması ve mevcut kanların akışıdır. Kadının âdet görme kanı, sağlıklı bir kadının beden sisteminin yapısı ve işleyişinin gereğidir ve onda kadın için bulunan acı, rahatsızlık ve zahmetlere rağmen kanın çıkması, şefkatli olan yüce Allah’ın kadınlara olan lütuflarından biridir. Ama kadınlar için şiddetli acı ve diğer sorunlarla birlikte olan bu çıkış, maddi dünya ve tabiatın gereğidir. Zira her zaman geceyi gündüz, faydayı zarar, huzuru zorluk, mutluluğu mutsuzluk ve sevinci hüzün ile birlikte kılan şey tabiat ve madde âleminin bu kanunudur. Bunların maddi dünya ve tabiatta birbirinden ayrılması mümkün değildir. Dikkat edilirse âyet sadece bu kan akmasının meşakkate neden olduğunu buyurmaktadır; Allah’ın kadınların acı çekmesi için böyle bir sistemi planlamış olması ise söz konusu değildir.

Ayrıntılı Cevap

Bu sorunun sorulmasının nedeni, ilgili âyetin manasının doğru anlaşılmamasıdır. Meselenin hakikatinin aydınlanması için âyeti, manasını ve tefsirini beraberce gözden geçireceğiz. Yüce Allah bu âyette şöyle buyurmaktadır:

“Sana kadınların ay hâlini sorarlar. De ki: “O bir ezadır (rahatsızlıktır). Ay hâlinde kadınlardan uzak durun. Temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın. Temizlendikleri vakit, Allah’ın size emrettiği yerden onlara yaklaşın. Şüphesiz Allah çok tövbe edenleri sever, çok temizlenenleri sever.”[1]

Bu âyet, âdet halindeyken kadınlar ile cinsel ilişkiye girmekten sakınma hükmünün felsefesini beyan etmektedir. Zira böyle bir durumda cinsel ilişkiye girmek, nefrete sebep olmakla birlikte, bugün tıbbın da ispat ettiği üzere birçok zararlara neden olmaktadır. Erkek ve kadının kısır olması, cinsel hastalık mikroplarının gelişmesi için ortam oluşması, kadının cinsel organının iltihap tutması, erkeğin cinsel organı içine kirli kanın girmesi ve tıp kitaplarında belirtilmiş olan hususlar bu kabildendir. Bundan dolayı doktorlar bu durumda olan kadınlar ile cinsel ilişkiye girmeyi yasaklamıştırlar.

Öte taraftan bu kanın akması ve çıkması kadınlar için şiddetli bir meşakkat ve acıyı beraberinde getirir. Âdet görme kanının ortaya çıkmasının sebebi, rahim damarlarının daralması ve kanla dolması, ardından salgısının pıhtılaşması ve mevcut kanların akışıdır. Aylık âdet görme esnasında dışarıya atılan kan, her ay muhtemel bir ceninin beslenmesi için rahmin içindeki damarlarda toplanan kandır. Zira kadın rahmi her ay bir tohum üretir ve onunla eş zamanlı olarak rahmin içindeki damarlar hazır hale gelerek embriyoyu beslemek için kanla dolar. Eğer tohumun rahme girdiği bu esnada erkeğin embriyosu olan sperma orada bulunursa, embriyo ve cenin şekillenir ve rahmin damarlarındaki mevcut kanlar onu beslemek için kullanılır. Aksi takdirde rahim salgısının pıhtılaşması neticesinde ve damar duvarlarının yarılması neticesinde, mevcut kan dışarıya çıkar ve bu âdet görme kanıdır.

Burada bu haldeyken cinsel ilişkinin yasak olmasına dair başka bir delil elde edilmektedir. Zira kadın rahmi bu kanları dışarıya atarken embriyoyu kabul etmek için hiçbir tabii hazırlık taşımaz ve bu yüzden ondan zarar görür.[2] Bundan dolayı âdet görme kanı, sağlıklı bir kadının beden sisteminin yapı ve işleyişinin gereğidir ve ondan kanın çıkması kadın için acı, rahatsızlık ve zahmetler taşısa da şefkatli Allah’ın kadınlara yönelik lütuflarındandır. Bu kanın çıkması kadın sağlığı üzerinde çok etkilidir. Öyleki erginlik yaşından sonra ve yaşlanmadan önce kadınsal âdetin olmayışı kadın sağlığının negatif oluşuna ve onun tedavi edilmesi gerektiğine delalet eder. Zira bu kan bedenden çıkmazsa ve kadın cenini beslemeyi gerektiren hamile halde de olmazsa, kadın damarlarında kanın varlığı onun sağlığı için çok tehlikeli olacaktır. Ama kadınlar için şiddetli acılar ve diğer sorunlar ile birlikte olan bu faydalı ve hayat bahşeden çıkış, madde dünyası ve tabiatın bir gereğidir. Zira her zaman geceyi gündüz, faydayı zarar, huzuru zorluk, mutluluğu mutsuzluk ve sevinci hüzün ile birlikte kılan şey, tabiat ve madde âleminin bu kanunudur ve madde dünyası ve tabiatta bunların birbirinden ayrılması mümkün değildir. Madde dünyasında salt menfaat ve salt zevk (zorluk, meşakkat ve acı olmaksızın) beklentisi içinde olmamalıyız. Zira böyle bir beklenti ne rasyonel ve ne de pratiktir.

–—


[1]     Bakara, 222.

[2]     Tefsir-i Numûne, c. 2, s. 138-139.