İlim ve mal her ayıbı örter, cehalet ve fakirlik ise her ayıbı aşikar kılar. Kenz’ul Ummal, 28669 Hz. Muhammed (s.a.a)

Allah Kelimesinin Anlamı

Allah Kelimesinin Anlamı

Soru

Allah kelimesinin lügatteki anlamı nedir?

Kısa Cevap

Mübarek “Allah” kelimesi, özel bir isimdir ve Allah’ın en kapsamlı isimlerindendir. Hz. Ali (a.s.) Allah kelimesinin anlamı hakkında şöyle buyurmuştur:

“Allah yaratıkların kendisinde şaşkınlığa düştüğü ve kendisine âşık oldukları bir mabud anlamını veriyor. Gözlerden gizli olan ve akılların (zatının künhünü) idrak edemedikleri varlıktır Allah.”

Ayrıntılı Cevap

Bu isim Allah dışında hiçbir varlık için kullanılmamaktadır. Zira Allah’ın her bir ismi, Allah’ın sıfatlarından özel bir kısmını yansıtır. Allah’ın bütün sıfatlarını ve ilahi tüm kemalleri bir bütün olarak kapsayan veya başka bir tabirle Allah’ın cemal ve celal sıfatlarını kendisinde toplayan tek isim “Allah” ismidir.[1]

Allah kelimesi Arapçada “v-l-h” kökünden iştikak edilmiş ve “tahayyur” yani şaşkınlık anlamındadır. Zira akıllar Allah’ın pak zatında şaşıp kalmışlardır. Bu bağlamda İmam Ali’den (a.s.) şöyle nakledilmiştir:

“Allah yaratıkların kendisinde şaşkınlığa düştükleri ve kendisine âşık oldukları bir mabud anlamını veriyor. Gözlerden gizli olan ve akılların (zatının künhünü) idrak edemedikleri varlıktır Allah.” [2]

Bazıları Allah kelimesinin “e-l-h” kökünden gelip ibadet anlamında ve hakikatte ise “yalnız hak olan mabud” anlamında olan “el-ilah” olduğunu savunmuşlardır. Allah’ın diğer isimlerinin ise “Allah” kelimesi için sıfat olduğu söylenmektedir. Örneğin gafur, rahim, semii, âlim, basir, razık, zu’l-kuvve, mentin, halik (yaratıcı), barii ve musavvir sıfatları bunlardan bir kaçıdır. Bu sıfatların her birisi Allah’ın farklı bir boyutuna ve yönüne delalet ediyor. “Gafur” Allah’ın affeden, “Rahim” Allah’ın bağışlayıcı olduğuna delalet ediyor.

“Allah gafur ve rahimdir.”[3] “Semii” Allah’ın işitilen şeylerden haberdar olduğuna, “âlim” bilgisi bütün şeyleri kapsadığına delalet ediyor.

“Allah işiten ve bilendir.”[4] “Basir” Allah’ın görülecek şeylerden haberdar olduğuna işaret ediyor.

“Allah, yaptıklarınızı hakkıyla basir (yani) bilendir.”[5] Razık, Allah’ın bütün varlıkların rızkını temin ettiğine delalet ediyor. “Zu’l-kuvve” Allah’ın kudretine, “Metin” Allah’ın fiillerinin ve programının sağlam olduğuna delalet ediyor.

“Şüphesiz Allah rızık verendir, güçlüdür, çok kuvvetlidir.”[6] Halık ve Barii, Allah’ın yaratıcı ve musavvir, surat ve şekil veren varlık olduğuna delalet ediyor.

“O, yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah’tır. Güzel isimler (esmau’l-husna) O’nundur.”[7]

Evet! Allah’ın tüm sıfatlarını kapsayan en kapsamlı olan isim “Allah” ismidir. Bu nedenledir ki bir âyette Allah’ın bir çok isminin Allah ismine vasıf olduğunu müşahede ediyoruz:

“O, kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayan Allah’tır. O, mülkün gerçek sahibi, kutsal (her türlü eksiklikten uzak), barış ve esenliğin kaynağı, güvenlik veren, gözetip koruyan, mutlak güç sahibi, düzeltip ıslah eden ve dilediğini yaptıran ve büyüklükte eşsiz olan Allah’tır.”[8]

Allah kelimesinin kapsamlı ve genel bir isim olduğuna en açık bir şekilde şahitlik ve delalet eden delillerden bir diğeri de iman ve tevhidi ibraz etmenin sadece “lailahe illallah” cümlesiyle mümkün olmasıdır. Bu cümlenin dışında hiçbir cümleyle iman ve tevhid inancı gerçekleşemez. “Lailahe ille’l-alim” veya “lailahe illa’r-razık” vb. cümleler tek başına tevhit ve İslam’a delil olamazlar. Hakeza diğer mekteplerin takipçileri müslümanların mabuduna işaret etmek istedikleri vakit Allah kelimesini zikrediyorlar. Bu da bu ismin camii ve kapsamlı olmasındandır. Zira ibadet edilen varlığın (mabud) Allah ile vasıflandırılması müslümanlara hastır.

–—

 

[1]      Tefsir-i Numûne, c. 1, s. 21-22.

 

[2]      Biharu’l-Envar, c. 3, s. 222.

 

[3]      Bakara, 226.

 

[4]      Bakara, 227.

 

[5]      Hucurat, 18.

 

[6]      Zariyat, 58.

 

[7]      Haşr, 24.

 

[8]      Haşr,23.