Sizleri cehennem ehlinden haberdar kılmayayım mı? Şüphesiz her kaba ve haşin ve mütekebbir olan kimsedir. et-Terğib ve’t-Terhib, 3/563/16 Hz. Muhammed (s.a.a)

Kur’an’a Göre İnsan

Kur’an’a Göre İnsan

Soru

Kur’an’a göre insan zalim ve cahil bir varlık mıdır, yoksa Allah’ın halifesi midir?

Kısa Cevap

1. Kur’an-ı Kerim’in bazı âyetlerinde insan, üstün konumu ve yaratılışı itibariyle övülmüş ve aynı şekilde birçok âyette de yerilmiş, kınanmıştır.

2. İnsanoğlu potansiyel olarak birçok özelliği ve yeteneği kendisinde bulundurmaktadır. Dolayısıyla sınırsız bir şekilde yükselebilir yahut sınırsız bir şekilde kendisini alçaltabilir.

3. İnsan iki boyutlu bir varlıktır; birincisi ruhsal ve melekuti boyut, ikincisi ise hayvanî ve nefsanî boyuttur.

4. İnsanı diğer canlılardan ayıran en önemli özelliği, irade sahibi ve özgür olmasıdır. Her insan gideceği yolu kendisi seçer ve kendi iradesine göre yaşamını şekillendirir.

5. Allah’a inanan ve onun hidayetine sığınan kimse yeryüzünde Allah’ın halifesi olmuştur ve bu kimseyi Kur’an övmektedir. Lakin Allah’ın kendisine bahşetmiş olduğu nimetleri kötü kullanan ve kendi isteğiyle düşüşü seçen kimse de Kur’an’da yerilmiş, cahil ve zalim olarak nitelendirilmiştir.

Ayrıntılı Cevap

Kur’an-ı Kerim her konuda olduğu gibi insan hakkında da bize birçok bilgi vermektedir. Çünkü insanı en güzel şekilde tanıyan, onu yaratan yüce Allah’tır. İnsan hakkındaki âyetlere baktığımız zaman bu âyetlerin insandan iki türlü bahsettiğini görmekteyiz. Bazı âyetler insanı övmekte, yüceltmekte ve değer vermektedir. Örneğin şu âyetler gibi:

“Biz, hakikaten insanoğlunu şan ve şeref sahibi kıldık. Onları, (çeşitli nakil vasıtaları ile) karada ve denizde taşıdık; kendilerine güzel güzel rızıklar verdik; yine onları, yarattıklarımızın birçoğundan cidden üstün kıldık.”[1]

“Hatırla ki Rabbin meleklere: Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım, dedi. Onlar: Bizler hamdinle seni tesbih ve seni takdis edip dururken, yeryüzünde fesat çıkaracak, orada kan dökecek insanı mı halife kılıyorsun? dediler. Allah da onlara: Sizin bilemeyeceğinizi herhalde ben bilirim, dedi.”[2]

“Biz emaneti göklere, yere, dağlara teklif ettik de onlar bunu yüklenmekten kaçındılar. Zira sorumluluğundan korktular, ama onu insan yüklendi.”[3]

İşte Kur’an’da bunun gibi insanı öven birçok âyet bulunmaktadır, fakat birçok âyette de insan yerilmiş ve kınanmıştır. Örneğin şu âyetlerde olduğu gibi:

1. Kapasitesi az bir varlıktır:

“İnsan hayır istemekten usanmaz. Fakat kendisine bir kötülük dokunursa hemen ümitsizliğe düşer, üzülüverir.”[4]

2. Azgın bir varlıktır:

“Allah kullarına rızkı bol bol verseydi, yeryüzünde azarlardı.”[5]

3. O çok zalim ve aynı zamanda nankördür:

“O size istediğiniz her şeyden verdi. Allah’ın nimetini sayacak olsanız sayamazsınız. Doğrusu insan çok zalim, çok nankördür!”[6]

4. İnsan zalim ve cahildir:

“Doğrusu o çok zalim, çok cahildir.”[7]

5. O apaçık düşmandır:

“İnsan görmez mi ki, biz onu meniden yarattık. Bir de bakıyorsun ki, apaçık düşman kesilmiş.”[8]

6. İnsan hüsranda olandır:

“Asra yemin ederim ki insan gerçekten ziyan içindedir.”[9]

Görüldüğü gibi Kur’an, insandan iki şekilde bahsetmektedir. Elbette hemen insanın aklına, “bu bir çelişki değil midir?” sorusu gelmektedir.

Bu soruya cevap vermek için en güzeli yine Kur’an âyetlerinden faydalanalım, zira Kur’an âyetlerinin bir kısmı diğer bir kısmının açıklayıcısı ve tefsir edicisidir. Beyyine Sûresi’nde yüce Allah şöyle buyuruyor:

“Hiç şüphesiz, kitap ehlinden ve müşriklerden küfre sapanlar, içinde sürekli kalıcılar olmak üzere cehennem ateşindedirler. İşte onlar, yaratılmışların en kötüleridir. İman edip salih amellerde bulunanlar ise; işte onlar da, yaratılmışların en hayırlılarıdır.”[10]

Görüldüğü gibi peşpeşe gelen bu iki âyette önce insan yerilmekte ve yaratılanlar içerisinde en kötü olarak tanıtılmakta, sonra ise canlılar içinde en hayırlı olarak nitelendirilmektedir. Bu da her insanın sınırsız bir şekilde kendisini yükseltebileceğini veya alçaltabileceğini göstermektedir. Şöyle ki; Allah’a imanı, ona itaati seçtiği takdirde durmaksızın yükselecek ve en üstün varlık olacak, lakin küfür, şirk, inat ve Allah’a isyan yolunu seçtiği takdirde ise sürekli düşüşe geçecek ve en kötü varlık olacak.

Hz. Ali (a.s) bir rivayette şöyle buyurmaktadır:

“Yüce Allah, meleklerin yaratılışında şehvetsiz olarak aklı yerleştirmiş, hayvanlarda ise akılsız şehveti yerleştirmiştir. Lakin insana akıl ile şehveti bir arada vermiştir. Kimin aklı şehvetine galip gelirse, o, meleklerden daha iyidir; kimin de şehveti aklına üstün gelirse, o, hayvanlardan daha kötüdür.”[11]

Âyetlerden ve Hz. Ali’nin (a.s) buyurmuş olduğu bu rivayetten açıkça insanın iki boyutlu bir varlık olduğu anlaşılmaktadır. Bir yönü melekûtî, diğer yönü ise hayvanîdir. İnsanoğlu Allah’ın ona bahşetmiş olduğu nimetleri doğru kullanarak, özgür iradesiyle doğru yolu seçecek olursa ve nefsinin esiri olmaktan kurtulursa sürekli yükselişe geçer. Öyleki meleklerden de üstün olur. Fakat hakka sırt çevirir ve nefsanî isteklerinin esiri olursa, işte o durumda da düşüşe geçer. Öyleki hayvanlardan bile daha aşağı olur.

“Onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. İşte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır.”[12]

–—


[1]     İsra, 70.

[2]     Bakara, 30.

[3]     Ahzap, 72.

[4]     Fussilet, 49-52.

[5]     Şura, 27.

[6]     İbrahim, 34.

[7]     Ahzap, 72.

[8]     Yasin, 77.

[9]     Asr, 1- 2.

[10]    Beyyine, 6- 7.

[11]    es-Sâfi Tefsiri, c. 3, s. 188.

[12]    Araf, 179.