“Faydasız işleri terketmekle aklın kemale erer.” Gurer’ul-Hikem, 4291 İmam Ali (a.s)

İslam Dininin Zamanın Şartlarına Göre Sunulması

Soru “İslam dinini zamanın şartlarına göre sunmalıyız” cümlesiyle kastedilen nedir? Lütfen bir örnekle açıklar mısınız? Kısa Cevap İslam âlimleri geçmişte kendi zaman ve mekânlarının gereksinimlerine göre konuları ele almaktaydılar ve onların zamanında İslam dininin yeni sistemleri içeren bir düzen şeklinde konu edilmesine bir ihtiyaç yoktu. Ama bugün bu konuya...

İslam Dininin Hatemiyeti

Soru Sayın Süruş’un hatemiyet meselesini konu etmesiyle, bazı gençlerin zihninde bir şüphe şekillendi. Onu cevaplandırma ihtiyacını his ettik. Söz konusu şüphenin özeti şöyledir: İlahi dinler, zamanın geçmesiyle değişime uğrayarak ilerleme kaydetmişlerdir. Bunun delili beşer bilincinin ilerlemesidir. Aynı delille İslam dini de böyle bir durumdan müstesna değildir. Zira...

İslam Dininde Aklın İşlevselliği

Soru İslâm dininde aklın işlevsellik sınırı ne kadardır? Nerelerde ve nereye kadar ondan istifade edilebilir? Kısa Cevap Akıl, Allah’ın insan vücudunda karar kıldığı, en değerli güçtür ve onun kısım ve dereceleri vardır. Teorik akıl: Onun görevi olayları idrak etmek, tanımak ve o olaylar hakkında hüküm vermektir. Pratik akıl: İnsan davranışlarını kontrol...

İnsanların Cinlerle İrtibatı

Soru İnsanlar cinlerle irtibat kurabilir mi? Kurabilirse bunu nasıl açıklayabilirsiniz? Ayrıntılı Cevap Kur’an-ı Kerim cinlerin varlığını teyit ederek, sahip oldukları özellikleri şöyle beyan etmektedir: 1- Cinler, topraktan değil ateşten yaratılmıştır.[1] 2- Bilgileri, algılamaları, hak ve batılı ayırma güçleri, mantıkları ve istidlalleri vardır.[2] 3- Sorumlu varlıklardır.[3] 4- Mü’min ve salih olanlarıyla müşrik ve kâfirleri...

İnsani Şeytan

Soru İnsani şeytan nedir? Kısa Cevap “Şeytan” kelimesi insan, cin veya herhangi bir türden olan isyankâr, asi ve saptıran varlıklar için kullanılan genel bir isimdir. Kur’ân-ı Kerim’de şeytan kelimesi özel bir varlık için kullanılmamış, şer, fitne ve fesat çıkartan insanlar için de şeytan tabiri kullanılmıştır. Buna göre insani şeytandan maksat,...

İnkârcıların İnkârlarının Sebebi

Soru İnkârcıların, İslam dinine karsı veya dinlere karşı olmalarının sebepleri ne olabilir? Neden Allah’ı (cc) inkâr ederler? Delilleri veya nedenleri nedir, neden kaynaklanabilir? Ayrıntılı Cevap İnkârcıların dinler ve özellikle İslam aleyhine olan tavrı, yerinde incelenmesi gereken değişik siyasal, toplumsal, ekonomik ve kültürel nedenler taşımaktadır. Ama detaylı bir şekilde bu...

İncil’de Ahmet İsmi

Soru Ahmet isminin İncil’in neresinde geçtiğini öğrenmek istiyorum. Çünkü Hıristiyan olan bir arkadaşıma sorduğumda bana, İncil’de kesinlikle Hz. Muhammed’in (s.a.a) isminin geçmediğini, Ahmet ismine bile işaret edilmediğini söyledi. Kısa Cevap Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamberi’nin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i...

İncil’de Teslis

Soru Hıristiyanlıktaki teslis İncil’den ispat edilebilir mi? Eğer ispat edilemezse bu inanç nasıl ortaya çıkmıştır? Kısa Cevap Tarihçilerin geneli, kutsal kitabın hiçbir yerde açıkça teslisi beyan etmediği hususunda ortak görüş taşımaktadır. İlyade Ansiklopedisi teslis hakkında şöyle yazmaktadır: “…Kutsal kitapta teslisi ispat eden bir ayet bulmak kilise için ciddi bir krize...

İnsanlığa Hizmet

Soru Bazen şöyle söylüyorlar: Edison elektriği bulmakla büyük bir hizmet sundu. Milyarlarca insan da o hizmetten yararlanmaktadır. Bir din adamının bir köşede Kur’ân okumasının veya fıkıh, felsefe yahut tefsir dersi vermesinin ise topluma ne gibi bir tesiri ve faydası vardır? Bazen de şöyle söylüyorlar: Bir din adamı...

İman Nedir?

Soru İman nedir? Kısa Cevap İman, insanın bütün kalbiyle manevî değerlere bağlanması ve o değerler uğrunda aşk ve kahramanlıklar sergilemesidir. Kur’ân-ı Kerim’de imanın iki kanadı olduğu geçmektedir: ilim ve amel. İlim tek başına küfürle birleşebilir ve amel de tek başına nifakı içerebilir. İslâmî kelam âlimleri arasında imanın hakikati ile ilgili üç...

İmamların İsimleri

Soru İmamların (a.s.) isimlerini ve imamların imamete tayin edilmiş olduğuna delalet eden Şia’nın mütevatir rivayetlerinden bir kaçını örnek olarak bizim için zikretmenizi rica ediyoruz. Ayrıntılı Cevap Konuyla ilgili Ehl-i Sünnet ve Şia’nın kitaplarında birçok rivayet zikredilmiş. Bu rivayetlerde imamların isimleri belirtilmektedir. Bu rivayetlerin birçoğu mütevatirdir ve bir kısmını Ayetullah...

İmamların (a.s) Masum Oluşu

Soru İmam niçin masum olmalıdır ve İmam’ın masum olduğu nasıl belirlenmelidir? Kısa Cevap Şia, Ehl-i Sünnet’in aksine imamın da masumiyet konusunda Peygamberler (s.a.a) gibi olduğuna inanmaktadır. Bu yüzden İslâm Peygamberi ve diğer ilahî peygamberlerin de masum oldukları gibi, İmam da hata ve yanlıştan masum olmalıdır. Ehl-i Sünnet ise peygamberden sonraki...

İmamın Sahip Olması Gereken Özellikler

Soru Kur’an’a göre bir imamın sahip olması gereken özellikler nelerdir? Kısa Cevap Kur’an-ı Kerim’de (insanın toplumsal liderliği manasında) İmamet meselesi ikiye ayrılmıştır: 1. Nur İmamları: Salih ve ilahi imamlardır. 2. Ateş İmamları: Küfür ve dalalet imamlarıdır. Kur’an’da nur imamları için zikredilen özellikler şunlardır: Masumiyet, hidayet eden, yakin ehli olan, ibadet eden, sağlam...

İmametin İspatı

Soru Lütfen bir imamın olmasının gerekliliğini ve imameti ispatlayan aklî delilleri açıklayınız. Kısa Cevap İmamet meselesi İslam’da çok önemli bir yere sahiptir. İmamet, insanın tekâmül yolundaki son durağıdır. Bu makam, Hz. İbrahim (a.s) ve Peygamberimiz’de (s.a.a) olduğu gibi bazen nübüvvet ve risalet makamıyla beraber olmuş, bazen de Masum İmamlar’da (a.s)...

İlahi Kaza ve Kader ile İntiharın Çelişmemesi

Soru Birisi ölme kastı olmaksızın, tehdit amaçlı intihar girişiminde bulunuyor. Acaba bu da ilahi kaza ve kadere göre midir? Böyle birinin ahirette ki durumu ne olacak? Kısa Cevap Konunun daha iyi anlaşılması için öncelikle; “Kaza”, “Kader”, “Takdir” ve “İlahi kaza” gibi kavramların bilinmesi gerekmektedir. Ancak böylelikle kaza ve kader...

Hz. Musa’nın Bir Kıbtî’yi Öldürmesi

Soru Kur’an’da işaret edildiği üzere Hz. Musa (a.s) Mısırlı birini öldürmüştür. O zaman nasıl ismete sahip olabilir? Kısa Cevap Bütün peygamberler (makamlarında farklılık olmakla birlikte) masumdurlar, Allah’a yakınlığın ve kemalin zirvesindedirler. Diğer insanların yerine getirmesi gereken vazifelerden daha üstün ve ağır vazifelerle görevlendirilmişlerdir. Mabuttan başka her türlü varlığa teveccüh...

Hz. Peygamber’in (s.a.a) Berzah Yaşamı

Soru Lütfen Hz. Resulullah’ın berzah yaşamı ve bu dünyadan haberinin olup olmadığı hakkındaki görüşünüzü söyler misiniz? Çünkü Vahhabîler, Peygamberimiz vefat ettikten sonra artık bu dünyadan ilişiğinin kesildiğini, bu yüzden kendisini ziyaret edip dua etmemizin de faydasız olduğunu söylemektedirler. Delileri ise Bakara’nın 259. âyeti ile Maide’nin 117. âyetidir....

Hz. Peygamber’in Vasiyeti

Soru Peygamberimiz (s.a.a) vefat etmeden önce ashabının kendisinden sonra asla sapmaması için bir şey yazmak istediğinde Hz. Ali (a.s) neden bir şey söylemedi? Oysa O, cesur birisiydi, Allah’tan başka kimseden korkmazdı ve hakkı söylemeyenin dilsiz şeytan olduğunu da biliyordu. Kısa Cevap Peygamberimiz’in (s.a.a) isteğinin (vefat etmeden önce vasiyet yazmak...

Hz. Mehdi’nin (a.f) Şehadeti

Soru Zamanın İmamı (a.f) kimin eliyle şehadete erecektir ve ondan sonraki dönem ne kadar sürecektir? Kısa Cevap İmam-ı Zaman’ın (a.f) ömrünün sonu hakkında iki gurup rivayet mevcuttur. Birinci guruptaki rivayetler onun tabii bir ölümle, ikinci guruptaki rivayetler ise şehadet ile ömrünün noktalanacağını bildirmektedir. Ama onun katilinin kim olduğu noktasında...

Hz. Mehdi’nin (a.f) Gaybet Döneminde Vazifemiz

Soru İmam-ı Zaman’ın (a.f) gaybeti dönemindeki vazifemiz nedir? Kısa Cevap Gaybet dönemindeki vazifelerimiz, Masum İmam’ın (a.s) hazır olduğu dönemdeki vazifelerle aynıdır. Vazifeleri kısaca şöyle özetleyebiliriz: Şiilerin gaybet dönemindeki en büyük vazifesi fereci ve İmam Mehdi’nin (a.f) küresel devletinin zuhurunu beklemektir. Fereci beklemek ise Kur’an’ın, Resulullah’ın (s.a.a) ve Ehl-i Beyt’in...