Makaleler

Hadislerde İmam Mehdi (a.f)

GÜNEŞİN DOĞUŞU Şüphesiz, sosyal adalet özlemi, geçmişte olduğu gibi günümüz dünyasının da en büyük özlem ve arzusudur. Bireylerin kendi iç dünyalarında adaleti yaşayamadıkları için bunu sosyal hayata yansıtmaları da mümkün olmayacaktır. İlahi dinler, büyük ölçüde çabalarını insan bireylerini eğitip adil insan seviyesine ulaştırmaya harcamışlardır. Fakat aynı zamanda sosyal adaletin evrensel hakimiyetine...

İnsan ve Sanat

Sanat insan fıtratında var olan mükemmel olma ve mükemmel olanı yapma gücünün dış hayata yansıyan ürünüdür. Bu açıdan bakılırsa sanat insan oğlu var olduğu günden beri var olmuş ve diğer öğeler gibi zirveye ulaşım seyrini devam ettirmelidir. Sanat kelime manasıyla da yapım/yapıt anlamına gelen Arapça kökeninden bir kelimedir. Özel düşünceden kaynaklanıp özenle...

“On iki Emir / Halife” Hadisi Hakkında Bazı Ehl-i Sünnet Alimlerinin Yorumları

Ehli Beyt Öğretisi 4 Ehl-i Sünnet hadis şarihleri ve alimlerinin büyük bir şaşkınlığa düştüğü ve dengesiz görüşler beyan ettiği hususlardan biri “on iki halife” ile ilgili hadislerdir. Bir grubu hilafet ve halifelerin zahirine bakarak halifelerin sayısının bu hadislerde zikredilen sayıdan çok olduğunu görmüş, dolayısıyla da bu hadisi şerhetmekten kaçınmış ve...

Veda Hutbeleri

MUSA AYDIN Bu unvan birçok kimseyi şaşırtabilir belki! Zira çoğu insanımız şimdiye kadar "Veda Hutbeleri" değil, "Veda Hutbesi" ismini duymuştur. Halbuki aşağıda metinlerini vereceğimiz üzere, Allah Resulü (s.a.a) "Veda Haccı"nda bir yerde ve sadece bir hutbe değil, birkaç yerde ve birkaç hutbe okumuştur. Allah Resulü'nün Veda Haccı'nda Arafat'ta, Mina'da, Mina'daki...

Kitap ve Sünnet Işığında Sahabenin Adaleti Görüşü

Ehli Beyt Öğretisi 4 Sahabe’nin adaleti bahsine başlarken önce sahabenin kim olduğunu ve sahabeyi teşhis etmekteki ölçünün ne olduğunu bilmek gerekir. Bu konuda ileri sürülen birbirinden farklı görüşlerde, savunulacak bir mantığa dayanmaktan çok, görüş sahibinin özel bir düşünce atmosferinden etkilenmesi, şahsi zevk ve tercihleri göze çarpmaktadır. Tabiinden olan Said b. Musayyib...

Cüveybir İle Zülfa

MURTAZA MUTAHHARÎ     — Ey Cüveybir! Ne iyi olurdu evlenseydin ve bu yalnız hayattan kurtulsaydın! Belki isteklerin evleneceğin kadın vasıtasıyla yerine gelir, Allah dualarını kabul eder ve o kadın sana dünya ve ahirette yardımcı olur. — Ya Resulallah! Ne servetim, ne güzelliğim, ne akrabam ve ne de dengim var; kim bana kızını...

Sahabenin Adaleti Görüşünün Ortaya Çıkışının Siyasi ve Fikri Kökleri

Ehli Beyt Öğretisi 4 Sahabenin adaleti görüşü, hadis ehli ekolunun oluştuğu dönemden bu yana kesin bir inanç olarak Ehl-i Sünnet vel Cemaat arasında benimsenerek sabit inançlarından biri olmuştur. Bu inancın şekillenmesinde, sahabe dönemindeki bir takım siyasi olayların etkisi olmuştur. Peygamber (s.a.a )’in vefatından sonra meydana gelen olaylar, Muaviye’nin tasallutuna ve Ümeyyeoğulları...

Özgürlük Esintisi

Bugün Aşura. Hak ve batılın birbirinden ayrıldığı, zalimlerin maskesinin düştüğü gün. Cesaret, yiğitlik, irfan ve özgürlüğün insanlık âlemine bir kez daha haykırıldığı gün. Böyle bir günde insan farklı bir duyguya bürünüyor. Günün anlamını, ruhunu içinde hissediyor. Gördüğümüz nesneler, duyduğumuz sesler, içimize çektiğimiz hava bir farklı sanki. Şimdi ben böyle bir...

Alevilik Kavramının Tarihçesi

Odkan ERDENAY/Erenler 1 İslâm Peygamberi Resul-i Ekrem (s.a.a) hayatta iken ‘Alevîlik’ denen bir kavram ortada yoktu. Her ne kadar İmam Ali (a.s)’ın sadık taraftarları -mesela Mikdad, Ammar, Ebuzer- vardıysa da onlar hakkında kullanılan taraftar anlamına gelen ‘Şia’ kelimesi idi. Rivayet edildiğine göre üç yüz kadar sahabî ‘Ali Şiası’ adı ile...

Kerbelâ…

  SİBEL ERASLAN   "Geldi ol dem ki, kılam canımı canına feda Eyleyem arz-ı muhabbet, kılam izhar-ı vefa" (Fuzuli)   "Burası neresidir?" diye sordu Hz. İmam. "Kerbelâ'dır." dediler. "Allahu Ekber!" dedi evlâd-ı Resul, "Burası kerb ve belâ (hüzün ve belâ) yeridir..." Kerbelâ dramı, insanlık tarihinin şahit olmadığı büyük bir acıdır. Öncelikle katliam vahşet sembolleriyle gerçekleştirilmiştir. Ehlibeyt,...

Onlar Tevrat’ta “Şübber” Ve “Şübeyir” İsimleriyle Anılmışlardır

Seyyid Seccad HÜSEYNÎ/Erenler1 Abdullah b. Abbas’tan rivayet edilmiştir; diyor ki: Resulullah ile birlikteydik ki, Fatıma ağlayarak yanımıza geldi. Resulullah; “Niye ağlıyorsun kızım?” dedi. Fatıma; “Babacığım” dedi, “Hasan ile Hüseyin bugün evden çıkmış ve bir daha eve dönmemişler. Onları aradım ama bulamadım. Şu anda nerede olduklarını bilemiyorum. Ali de evde yoktur. Beş gündür...

İslâm Öncesi Dinlerde Mehdi İnancı

Abdullah Turan / Erenler 2 Dünyayı ıslâh edecek olan, insanlara vadedilmiş Mehdi inancı, sadece İslâm dinine mahsus bir akide değil, bu inanç İslâm öncesi semavî dinlerde de mevcuttur. Ahir zaman kurtarıcısının zuhurunu sadece İslâm ümmeti değil, bütün semavî dinlerin mensupları, hatta bütün insanlık beklemektedir. Bütün dinlerin mensupları, dünyanın karanlık ve...

İnsan Hakları

Cevad Engin/Erenler 3 Tevhidî Bakış Hiçbir ilahi mektebin insan haklarını görmezlikten geldiği, onun varlığı ve ispatı hakkında kayıtsız kaldığı düşünülemez. Bu yüzden ilahi bir düşünürün nazarında, insan haklarının varlığı da ispatı da, onun tevhidi dünya görüşüyle tamamen ilişki içerisindedir. Konuyu, tevhidi dünya görüşü açısından ele aldığımızda görüyoruz ki, ilahi bir düşünürün...

İslâm Öncesi Dinlerde Mehdi İnancı – 2

(İkinci Bölüm) Seccat KARAKUŞ/Erenler 3 Yahudilikte Ahir Zaman Kurtarıcısı Tevrat'ı oluşturan beş kitaptan biri olan Tekvin kitabında, Allah Tealâ Hz. İbrahim'in soyundan seçkin kıldığı kimseler vasıtasıyla bütün dünyaya ilâhî dini egemen kılacağına dair müjdesini şöyle açıklamıştır: “Ve RAB Abrama dedi: Memleketinden ve akrabalarının yanından ve babanın evinden, sana göstereceğim memlekete git ve seni...

Bazı Amellerin Değeri

    Ali ÇİÇEK İslâm’da birtakım ameller vardır ki, görünüşte insana çok kolay gelir. Kolay oldukları için de birçokları bu amellerin önemine vâkıf olmadıklarından onları yapmaya muvaffak olmazlar. Zahirde küçük görünen bu ameller, gerçekte oldukça büyüktür. Çünkü bu amelleri yapmaya gayret gösteren ve muvaffak olanlar, büyük amelleri de yapmaya muvaffak olurlar. Ama...

Dünya

  ‘Dünya’ kavramı sözlükte, yaklaşmak anlamına gelen ‘dunuv’ veya alçak anlamına gelen ‘denâet’ kelimelerinden türetilmiş olan ‘ednâ’ ism-i tafzîl kelimesinin müennesidir. ‘Ednâ’ lafzı, Kur’an-ı Kerim’de 12 ve Nehc’ul-Belağa da 6 yerde geçmektedir. O halde dünya, ‘en yakın’ veya ‘en alçak’ anlamlarına gelmektedir.[1] Dünya kavramı, ‘dünya hayatı’ veya ‘dünya evi’ gibi terkiplerde...

Nehc’ul Belağa’yı Tanıyalım

Dr. Seyyid Cevad Mustafavi/Ehli Beyt Öğretisi 3 Bendeniz Nehc’ul Belağa’nın çok çeşitli konularını 22 temel konuya ayırdım. Allah-u Teala’nın yardım ve ina­ye­tiyle bu konulardan her biri hususunda bu sonsuz ilahi marifet okyanusundan kendi nakıs aklımla anladığım ka­darıyla bir veya bir kaç makale halinde yazı yazmak isti­yorum. Yaklaşık otuz makaleyi bulacaktır....

Nehc’ül-Belağa’nın Nefis Nüshaları

Seyyid Abdulaziz Tabatabai/Ehli Beyt Öğretisi 1-) H. 469. Yıl Nüshası Muarreb Huseyn b. Hasan el-Mueddeb’in Nesh hat­tıyla H. 469 Zilkade ayında yazılmıştır. Bu nüsha tashih ve mukabele edilmiş olup edebi ve lügavi Özet ta’lik ve haşiyeleri de haizdir. Bu nüsha en nefis ve en eski nüs­halardan biridir. İki cüze ayrılan bu...

[Tavan Arası] Elçilik Mührünün Yüzük Kaşı

İskender PALA     Elini ver, bey’at edelim! Beni bırakınız, başkasını arayınız. Önünüze bir iş çıkacak ki onun akıllar almaz, gönüller tahammül etmez renkleri ve şekilleri vardır. Vezir olmak, emir olmaktan evlâdır. Siz kimi seçerseniz, ben de ona uyayım ve herkesten çok itaat edeyim.   Ertesi gün yine söylediler: – Elini ver bey’at edelim! – Bu iş...

Nehc’ul Belağa’da Hitabenin Rolü

Ayetullah Ebu’l Kasım Haz’ali/Ehli Beyt Öğretisi Müminlerin Emiri Ali (a. s) şöyle buyurmuştur: “ve şüphesiz ki biz sözün emirleriyiz. Sözün kökleri bizde saldı  ve dalları üzerimize sarktı.” Sözümüzün konusu “Nehc’ul Belağa’da hitabenin ro­lüdür. Nehc’ül Belağa değerli alim Seyyid Razi’nin içinde müminlerin emiri Ali (a. s)’ın hutbelerini, mek­tuplarını ve kısa sözlerini topladığı...

Yarım Kalmış Bir Sevda…

  Bugün güneş bir kez daha doğdu kan ağlayarak senin yokluğunda... Bir kez daha rüzgar seni çağırdı kimsenin duyamayacağı bir fısıltıyla ve senin yokluğunda bulutlar bile dile geldi, insanlara anlatmak istediği ama başaramadığı için boşandığı gözyaşlarıyla... Her şey bu kadar mı manadan yoksun kalabilirdi bir anda? Bu kadar mı çabuk...